ayasofyanın cami olması

entry34 galeri1
    26.
  1. yunan ve ermeni tohumlarının bir türlü içine sindiremediği durum. hatta bazıları buna sinirlenerek küfürler etmekte. ulan bu kadar mi bilgisizsiniz, ayasofya bizimdir. ister cami olur, ister müze olur kimi ilgilendirir. biz avrupada osmanlıdan kalan tarihi yerlere müdahale edebiliyor muyuz? adamlar osmanlıyı avrupadan silmişler. biz müdahale edebiliyor muyuz? küfredeceğinize azcık araştırın, okuyun.
    1 ...
  2. 27.
  3. ulan, ''ayasofya cami olursa gidecek misin bla bla bla'' diyenlerin kaçı ayasofya'ya müze olarak gitti de konuşuyor... çok sanatkâr ruhlular ya anasını satayım.

    orası eninde sonunda ibadete açılacak. mesele, neden insanların bundan rahatsız olduğu... şimdi ''zındık, kafir, mülhid'' gibi çeşitlemeleri kullanmak istemiyorum da, benim aklıma başka bir şey gelmiyor. bir insan, ayasofya'nın ibadete açılmasına neden karşı olabilir?

    fatih'in mülkü birader orası... fatih'e sordunuz mu müze yaparken? fatih nasıl yaptı ise öyle olacak. adam istanbul'u almış size vermiş, burada kıçınızı kırıp ''yobazlar yeaaaaa'' diyeceğinize, azıcık saygı gösterin.
    3 ...
  4. 28.
  5. bilgi fukaralarının atıp tuttuğu bir mecra haline gelmiş olan husus.

    utanmadan hazreti fatih'e iftira etmişler, ''vakıflara el koyuyordu bla bla'' diye... işin aslı şöyledir:

    --spoiler--
    bazı hallerde sultan, devlete ait araziyi, mülkiyeti devlette kalmak ve gelirleri bir hayır cihetine sarfolunmak üzere vakfeder. devlet, böylece sağlık, maarif ve bayındırlık gibi amme hizmetlerinin yerine getirilmesini kolaylaştırır, amme hizmeti görüp de hazineden hakkı doğanlara gelir temin eder. hakiki manada vakıf olmadığı için bunlara 'gayr-ı sahih vakıf' denilir. bu nedenle gayr-ı sahih vakıf, lüzum görülmesi halinde hükümet tarafından iptal edilebilir. bu dinen de caizdir. mısır'daki memluk sultanlarından berkuk da bu vakıfları iptal etmek için bülkinî, ibn cemâa, bâbertî gibi zamanın meşhur alimlerine danışmış ve onaylarını almıştı.
    --spoiler--

    (#23982446)
    1 ...
  6. 29.
  7. Yersiz bir eylemdir. Gereksiz bi istektir. Dinde hoşgörü olmadığının kanıtıdır ( sadece islamiyet değil bütün dinler). Bu aralar dillendirilmesi cumhurbaşkanlığı seçimlerini akla getirmektedir. Ayrıca Fuat Avni'nin gerçekleşen kehanetlerinden biridir. Hiç lüzumu yok böyle bir eylemin.
    2 ...
  8. 30.
  9. yaran bi müslüman fantazisi. ney, bakkal dükkanı falan mı açıyosunuz siz. bi de bu elemanlar islamofobiyi falan eleştiriyor. olaya bak.

    bacak görünce siki kalkan hanzoların fatih gibi bi adamı ağzına almaları bile insanı dinden imandan çıkartan bi şeyken bunlar fatih adına konuşuyorlar bi de. her şeyden önce fatih'in mülkü falan değil orası. fatih'in hakiki torunu ora için savaşmadı bile.

    yıl 2014 olmuş, doğunun keleşle dolaşan üç beş kürde teslim edilmesine ses çıkartmayan adamlar hala altı yüz yıl önce 250.000 kişiyle 10.000 kişiyi nasıl tokatladık diye şekilcilik yapıyor.
    3 ...
  10. 31.
  11. Kutsal Vatikan şövalyesi ve Yahudi cesaret madalyası sahibi Kuran-ı Kerim'i elinden hiç düşürmeyen sarkık alt dudağın kendi karakterinin gereğini yansıtmasıdır.

    (bkz: Garson yap ortaya karışık bişeler)
    0 ...
  12. 32.
  13. baksa da göremeyen körlerin saçmalamasına vesile olmuş mevzudur.

    her şeyden önce yobaz çevrelerde dolaştırılan "fatih'in ayasofya vakfıyesi" günümüze ulaşmış değildir. öyle bir metin yok, yalancı abilerinden biri yazıp kendileri de habire tekrarlayınca ciddi ciddi var sanır oldular!...

    ikincisi, yukarıdaki entrymde, fatih'in her birinin senedi türlü lanetlerle dolu kıyamet kadar vakfa el koymaktan çekinmediği gerçeğini hatırlatmıştım.

    baksa da göremeyen kalkmış, memlük devletinde olan istisnai bir olayı ileri sürerek, fatih'in el koyduğu vakıfların devlet vakfı olduğunu, dolayısıyla el koymasında sakınca olmadığını yazmış!

    yavrum osmanlı'da devletten çok, paşalar, beyler vakıf kurarlardı. vakıf kurmaya bu kadar meraklı olmalarının asıl sebebi, mallarına idam edildiklerinde tamamen, doğal yollarla öldüklerinde kısmen (ama büyük oranda) el konulmasıydı. mallarına el konulması çoluk çocuklarının zor duruma düşmesine sebep oluyordu. çözüm ise vakıf kurup mütevelli heyetine çocuklarını atamaları ve vakıf senedine bolca para almaları için madde eklemeleriydi. mütevelli heyetindeki çocuklar sadece tahsis edilen parayı almakla yetinmez, tabi ki kayıtlarla da oynayarak daha da fazla indira gandi yaparlardı. vakıf hesaplarının tutulduğu defterlere "dolap" denirdi. dilimizdeki "dolap çevirmek" deyiminin kökeni vakıf yolsuzluklarıdır.

    son olarak da şunu söyleyeyim: cami vakıflarının senetlerinde camiyi müze yapacak ya da kilise yapacak kişiler için lanetler filan bulunmaz; zira vakfedilen cami değil, camiye gelir sağlayan bir takım dükkanlar ve arazidir. ayasofya'ya vakfedilen dükkan ve araziler ise daha osmanlı döneminde cebellezi edilmiştir.

    dolayısıyla fatih'in öyle bir vakfıyesi olsa bile, o vakfiyedeki lanetleri hak edenler, ayasofya için tahsis ettiği malları götüren osmanlı kavuklularıdır.
    2 ...
  14. 32.
  15. hristiyanlara büyük darbe vurmaktır. yakışır.
    0 ...
  16. 33.
  17. yandaşların islam anlayışlarına göre marketsiz camiye cami denemeyeceğine göre, içine market açılması kaydıyla bir anlam taşır.

    söz konusu markete kredi kartı makinaları da yerleştirilmeli tabi... bildiğiniz gibi bunların dininde (bkz: faiz helal)dir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük