aldım verdim ben seni yendim
senin karman kaç güzelim
bu alemin şukelası benim
hiç dolmuyor uktelerim
bu nasıl iştir ben nire giderim
sözlük içinde söz oldum
kuş oldum balık oldum
strestir sınavdır ayar oldum
ayar içinde bayar oldum
ah bir placebo medet
fazla söze ne hacet git gel şükür et
bu gün de ayar yemedik dua et
eşşekliktir.
bazen görüyorum bi başlık, diyorum yine biri dayamış, döşemiş kendi zevkine göre, gireyim bi bakayım. herifçioğlu yazmış da yazmış götünü kaynak edinip. ama saçmalamış, ama ironi yapmış, ama içini dökmüş subjektif bi biçimde, neyse.
hatta bunlardan birini seçeyim, saçmalamış diyeyim. tabii ayar vermek herkesin boynunun borcu. ben de diyorum, bakayım bi verilmiş ayarlara da ona göre lafımı söyleyeyim. bi bakıyorum sonra alttaki entrylere. o da ne. ayar vermeye çalışan bi hödük öyle bi entry girmiş ki ne başlığın anlamsızlığı kalıyor, ne de ilk entrynin. bu derece yüzeysel, bu derece aptalca bi ayar çabası. bunun da sebebi genelde şöyle diye düşünüyorum, eleman bakıyor bi başlığın altına yardırmış insanlar ayarları şöyleydi böyleydi diye. diyor burada ekmek var, bi de ben çakayım ayarı.
ne başlığı sorgulayıp düşünüyor, ne ayar verilen entryi. yazıyor olmayan beyniyle bi şeyler. çünkü böyle bi entrynin altına bile ondan daha da ahmakça bi entry girebiliyosan ayar amaçlı, onun ne söylemek istediğini anlama şansın yoktur arkadaş, varsa da o kadar beynin, okumamışsın işte. ancak başkaları yapıyor diye kalkışabilirsin bu işe. okumuyorlardır cidden belki de entryi. hatta okuması var mı ondan bile emin değilim böylelerinin, sadece yazabiliyorlar gibi geliyor. bunlar dönünce de kafamda hemen ilk entrye verdiğim eksiyi iptal ediyorum, basıyorum artıyı. ayar vermeye çalışan daha doğrusu ayar verenleri taklit eden salağı da ekliyorum cibiliyetsizler listeme.
oh. en temizi, gerçek hayatta da yapabilsem keşke.
bazen çok komik duruma düşerler. henüz bağlaç olan -de nedir ne değildir bilmeden ayar vermeye kalkarlar, her gördükleri -de yi bağlaç sanırlar. çok gülüyorum ben bunlara.