bir kısım yazarın hakaret ve küfürden ibaret sandığı eylemdir. halbuki kişinin söyleminin tam da aynısını da söyleseniz bu ayar niteliği taşıyabilir. sövmek kadar kolay değildir. vermesi teknik kapasite gerektirir...
nefret edilesi söylemdir.eskiden çok pis göt ettim, sordum soruyu soktum boruyu, ohh girdi mi lan derdik.bir heyecan bir çoşku vardı.şimdi bir ayar vermek tir alıp yürüdü anasını satim. her boka kullanır olduk bu lafı.yok "hocaya ayar verdim", "ahmet geldi ayarını verdim yolladım" bu ne lan, bu ne?..nerde o eski delikanlı zamanlarımız be.lanet olsun..
türkiye'de genel olarak eksikliği çekilen "entelektüel bar atışmaları" nedeniyle internete taşındığı söylenebilecek eylemdir. bilakis daha "düzgün" görünen sözlükler de doğal olarak bu transferin ideal gerçekleştirilebileceği mekanlardır. her sözlükte bir iki sevilen, bir iki de sevilmeyen ayarcının olması da bu sebeptendir. lakin reklamın iyisi kötüsü olmaz.
sözlüklerde efsaneleştiği düşünülen belirli kişi mahlaslarıyla çeşitli şekilde "ciddi" gösterilmeye çalışılır. 6 senelik geçmişi bulunan pek "saygın" ve pek "akademik" "sözlük" muhabbetlerinin ve dalaverelerinin çok da ciddiye alındığının göstergelerini fark ettiğiniz anda gülümseyerek, "özgürsün bebeğim. uç bakalım" diye şarkılar söylenir. gören hakkın kitabı sanar.
farklı şekilde algılanabilecek ve değerlendirilebilecek ayarları verirken kişiler genellikle imlaya, akıcılığa, üsluba dikkat etmek zorunda kalırlar. çünkü bunlara dikkat etmezlerse, kendilerine ayar vermek gibi bir eylemi yakıştırdıkları hoşgörüsüzlük tarafından alaşağı edilirler. bu, imla hataları gibi yanlışlar, geceleri rüyalarına girer, klavyelerine kramp geçirtir. aman diyeyim.
ayar veren (reklam veren)
ayar alan (reklam alan)
ayar seyreden sıradan türk vatandaşı (reklam izleyicisi)
amaç 3. unsuru kendine getirmektir. reklamlardan tek farkı ise ücretsiz yapılmasıdır genel olarak. ve reklamların aksine, alan veren ilişkisi net ortaya konmamıştır.
kişisel olarak farklı tanımları da bulunan ayarlaşmanın belirli bir tarihi gelişiminden bahsedilecekse, türk internet tarihi açısından, irc odacıklarından, mesaj bordlarından ve forumlarından bahsedebiliriz. elbette birileri çıkıp da ben kundaktayken ayar veriyordum diyebilir. fakat verdiği ayarların altındaki beziyle sınırlı kaldığını da peşinen kabul etmelidir.
türkçe'yi iyi bilmeyi ve etkin kullanmayı gerektirir. herhangi bir ayar içerisindeki yanlış kelime kullanımı, imla hatası, devrik cümle ve benzeri yanlışlar kişiyi yenilgiyi baştan kabul etmeye zorlar. komunistin birine ayar vermeye çabalarken kominist yazarsanız misal, adam sizi tefe koyar çalar, üstüne bir de güfte yazar olur beste. hadi uza aheste aheste. sözlerini de yazdım tam oldu, kafiye hayat buldu, lirizm iktidar oldu.
karşı tarafın ayar almaya meraklı olmasından mütevellit ortaya çıkan eylem. herkes, sözlüğe, dikkat ederek, sözlüğün bir oyun alanı olmadığını kavrayarak yazarsa, ortadan kalkacaktır.
sözlük amacına ters, gerekli ancak manasının dışında uygulanan eylem. ayar vermek birebir düşünüldüğünde normalden sapmış bir şeyi ayarlamak, yani düzenlemek demektir. tabi sözlükte ayar verileni yerden yere vurarak, eğlenerek bozmak şeklinde uygulanıyor o ayrı.
eski hallerinin özlendiği, kişilerin ottan boktan alakasız entrylerinin eksilenmesi şeklinde tezahür eden vaziyet. bu durumda mesele ayarlaşmaktan yahut tartışmaktan çıkıp kıskanma merhalelesine ulaşıyor ki, çok yazık.
sözlüğün orasında, burasında, her başlığında gördüğümüz verme hadisesi. ama bu işi uludağ sözlük'te gerçek anlamıyla becerebilen tek kişi vardır, o da laz pacino'dur.