Osmanlı Devleti'nde XVIII. Yüzyıl'dan itibaren güç kazanmaya başlayan yerel egemenlerin yarı resmi adıdır. Dirlik sisteminin bozulmasından sonra devletin, asker ve vergi toplama işlerini üstlenen bu kişiler zamanla güç kazandılar. Kazanılan bu güç, bir süre sonra ailelere ve soylara da yansımaya başladı. Padişah II. Mahmut (1808 - 1839 ) zamanında, 1808 yılında devlet ayanların varlığını imzalanan Sened-i ittifak ile onayladı. Daha sonra güçleri kırılarak padişahın en güvenilir unsurları haline geldiler. Ayan ailelerinin en önemlileri Tepedelenli Ali Paşa, Alemdar Mustafa Paşa, Çapanoğlu, Kara Osmanoğlu, Aynacıoğlu ve Sepetçioğlu'dur
ayan'daki ikinci "a" uzatılıyorsa aşikar anlamına gelir. her ikisi de uzatılarak okunuyorsa kelimenin kökü "ayn" olup çoğul hale gelmiş demektir. ayn=göz; ayan=gözler olur bu defa. ayrıca memlektin ileri gelenleri anlamını da taşır.
osmanlıda şehrin ileri gelenleri manasında olup son zamanlarda oldukça fazla nüfuz kazanmışlardır.vergi toplama,beğenmedikleri görevliyi görevden alma gibi yetkiler kazanmışlardır.2.mahmud döneminde sened-i ittifak yapılmış ve ayanlar tanınmıştır.ve de ruscuk ayanı alemdar mustafa paşa sadrazam olmuştur.
belli bir otoriteye sahip yerel güç sahiplerini tarif eden bir terimdir. ingiltere'de magna carta ile kralın gücünün kendi lehlerine sınırlanmasını sağlayanlar da bu ifade kapsamındadır. osmanlı devleti'nde özellikle son dönemlerde gündemde olan bir gruptur.
Bir ülkenin, bir bölgenin, bir topluluğun ileri gelenleri hakkında kullanılan bir terim.Osmanlı imparatorluğunun XVIII. yüzyılda zayıflaması üzerine bazı bölgelerde şehir ve kasabalarda bulunan zenginlerden, soylu ailelerden, yöneticilerden ve askerlerden oluşan güçlü kişiler, başkentten verilen emirleri dinlemedikleri gibi, gelen vali ve sancak beylerini de bulundukları yerlere almadılar. Bu yerlerin yönetimini ellerine geçirdiler. Böylece XVIII. yüzyılda Osmanlı imparatorluğunda birçok ayanlar türedi. Bunların ünlüleri Batı Anadolu da Kara Osmanoğulları, Orta Anadoluda Çapanoğullarıdır. Hükümet zayıf olduğu için bir süre bunlara ses çıkaramamış, fakat II. Mahmut başa geçince âyanlığı ve ayanları kaldırmıştır.
"ayân" şeklinde ise açık, belli, ortada olan -ayrıca iyan diğer şekli; "âyân" şeklinde ise o sınıf olan ayan anlamına gelir. Bu iki şapkalı ayan, "ayn"dan türemiş, göz gibi bir anlamı var.