günlük hayatta sürekli yaşadığım, beni benden alan üstüme bir ben daha koyan noktadır. çileden çıkarır insanı.
yahu yolda yürürken eski bi arkadaşla falan karşılaşırsınız. ayaküstü muhabbete başlarsınız. bir noktada muhabbet kilitlenir ya hani, işte o anda oradan koşarak uzaklaşmak istiyorum. öyle bi nefret ederim muhabbetin kilitlenmesinden. izleyelim:
-ooo ahmet naber ya?
+vay, hüseyin. iyilik ya senden naber?
-iyi be ahmet. ne olsun. okul falan koşturuyoruz.
+aynen ya. dersler falan işte.
-eheheh..
+hmm.ehehe
-ehe
+...
-....
+...
-..
.
.
işte bu nokta ömrümü yer benim. adamla durmuş muhabbet ediyosun, birden öğretmenin girdiği ilkokul sınıfı gibi sessizliği gömülüyor iki taraf da. gitsen gidilmez, kalsan kalınmaz. ama son zamanlarda 'ee var mı bi isteğin?' sorusunu geliştirdim. onu koz olarak kullanıyorum. hemen bitiyor muhabbet. ona da başka zaman değinirim artık.
belirtileri:
-Şey arkadas bekliyor da.
-başka bir şey varmıydı?
-Taaamam o zaman...
-... '' bu esnada birbirlerinin suratına mal gibi bakarak gülümserler''