Mevlevi ve Bektaşî dergâhlarında, dervişliğe karar veren talibe, hizmete koşulduğu ilk süre içinde «ayakçı» denirdi. Ayakçı hizmete önce tekkenin mutfağından başlardı. Mutfakta onsekiz hizmet derecesi vardı. Bunlardan ayakçılık ilk hizmet derecesiydi, en aşağılık işleri kapsardı. Derviş olmak isteyen aday, bu hizmetler süresince, benliğini eğitirdi. Hizmet süresini başarıyla doldurunca mutfaktan hücreye çıkar, yani tekkede bir hücre sahibi olurdu. Hücreye çıkan dervişler, ayakçıları el ulağı, yardımcı gibi kullanır, onlara dervişlik yollarını öğretirlerdi.
Discovery science de izlediğim belgesele göre sözün korsanlardan ileri geldiği söylenen kelime.
Korsanlar için çizme, bir çizmeden daha fazla anlam taşımaktadır. Korsanlar çaldıkları ganimetleri, değerli eşyaları ve hatta bazen içkilerini bu çizmelerin içine sıkıştırırlarmış. Ve ayakçı kelimesi de buradan geliyormuş.
Peşin edit: başka kaynaklarda böyle bir şeyin olup olmadığı aransa da pek bir sonuç elde edilememiştir.