ayaktakımı sözcüğü, hindu felsefesinden, kast sisteminden gelir. halkın bütününün bir insanın vücudunu tamamlayacağı düşüncesiyle insanlar sınıflandırılmıştır. örneğin din adamlarına beyin, yöneticilere kollar olmak görevi düşer. ayaktakımı denilen kesim, dokunulmazlar denen en alt kesimden bir yukardakidir. bunlar, çalışanlar, köleler, işçileri temsil eder. bu felsefeye göre, halkı taşımakla, bir bakıma çalışmakla, yorulmakla görevli bu kesime kast sisteminde ayaktakımı demir.
ayrıca, bugünkü tabirde kullanılışı ise aslında ekonomik durumla pek bir alakalı değildir. bugün, lümpen, eğitimsiz kesim için layık görülen hafif aşağılama içeren bir tabirdir. benzer amaçla kullanılan bir tabir için;
(bkz: avam kamarası)