ayaktaki yaşlılara hürmet görsteremeyecek kadar yorgun olan gençtir. özellikle yaşlı teyzeler o gün senin bu çarşı benim dolaştıktan sonra bi de saygı gösterilip yer verilmesini beklerler. ama sabahın 7sinden beri ayakta olup akşamı zor etmiş genç boş bulduğu yere oturunca saygısız, utanmaz olur. hanımm hanımm!! hiç mi vicdan yok sende??
sabahın köründe okula ordan dersaneye ve nihayet eve doğru yol alan kafa bi milyon olmuş gençtir.oturduğuna turacağına pişman olur zira kalkıp yer verene kadar tepesindeki bir grup ihtyar söylenir,laf sokar...genç 15 kiloluk çantasını yeniden yüklenir ve otobüsün hiç dolmayan arkasının derinliklerine doğru ilerler.
gözlemlerime göre, büyük şehirlerde daha fazla görülen insan modelidir. çünkü küçük yerin ulaşımı kolaydır, kısadır. bu yüzden insanlar yer vermekten çekinmezler. büyük şehirde herkes kendini düşünüyor, * yol uzun tabi, en kısa mesafe bile 1 saat onlar için. bu yüzden de kaç yaşında olurlarsa olsun boş kalan yere saldırırcasına oturuyorlar.
çok yorgunsam yaparım . o kadar ders yükü , kilolarca kitap taşımak kolay değil . yaşlıların çektiği de bir yere kadar tamam da hayat yükü ağırlaştı biz ne yapalım ? (bkz: uzaktan atıp tutmak kolay)
aslında yaşlılarda bir atak yapmıştır ama onlar bir adım atana kadar genç kişisi oturmuş, sevdiği müziği açmış ve keyifli bir şekilde dışarıyı izlemeye başlamıştır. hehehe.
ayakta dikilen teyzenin süslenip püslenip, allanıp pullanıp sabahın erken saatlerinde evden çıkmak zorunda kalıp, gittiği altın gününde midesinin 3 katı kadar zeytinyağlı yiyerek onun üzerine saatlerce dedikodu yapmış olmasını düşünemeyen gençtir. yazıklar olsundur ona! sadece sabahın 6sında kalkıp akşama kadar ayakta çalışmak zorunda kalmış olabilir.