sakızlarını yere değil de tülbentsel dönüşüm kutusuna yani kafasına yapıştırıp sonra sakızı tülbentinden söküp çiğneyen ve bu döngüyü sonsuza dek sürdüren değerli annelerimize teşekkür ederim, hem bu sayede sakız yerlere atılmamış ve ayakkabılarımıza yapışmamış oluyor.
ayağın belli bölgesine baskı yaparak rahatsızlık hissi verir. pek istenilen bir durum değildir, kuytu bir köşe bulup herhangi bir cisim yardımıyla sakızın söküp atılması gerekir.
çok kötü, pis, iğrenç ve umarım düşmanımın da başına gelir denilebilecek türden bir hadisedir. yolda giderken normal bir adım atıktan sonra bir hissiyat oluşur ayaklarında, sakız yapışmıştır ve artık ayakkabını zeminden çekmekte zorlanmaktasındır. her adım attığında fıçırt fıçırt ses çıkar. dışarıdan duyulmasa da sen duyarsın için için.hele ki sonrasında parkeli bir mekana girmek zorunda kalmışsın vay senin haline.
çiğneyenine ana avrat düz gitmemizi sağlayan sakızdır. bunlar yazın daha bir yapışkan hale gelirler ve erimiş kaşar gibi çektikçe uzarlar, daha bir düz gideriz.
yolculuk boyunca sizle olur. ama sonu bellidir, köşesi en sivri kaldırım taşına, ayakkabı tabanının tüm yüzeyini sürtmek kanalıyla oraya aktarılır. ama sürtme işlemi köşeye paralel olmalıdır. yoksa sakızı es geçebilir.
bir de darkwing duck'un bir repliğiyidi galiba. tam hatırlamıyorum.