etrafa boş boş bakmaktansa insanların giydiği ayakkabılara bakarak kişilikleri hakkında doneler elde etmektir. ayakkabı seçimi, çok önemlidir. gömlek, pantolon, ceket, kazak, yelek gibi şeylerin bir kombinasyonu vardır, kıyafetlerden herhangi birisi paspal da olsa bunlar birbirini tamamladığı için kişinin kıyafeti pek sırıtmayabilir. ama ayakkabı öyle değildir, ayakkabı tektir, alternatifsiz bir tamamlayıcıdır, yani giyimin bittiği noktadır. ve ayakkabı çok sık değiştirilmediğinden bir insanın kişiliği hakkında en uzun süre bilgi verebilecek tek materyaldir.
+trende seyahat ediyorum, karşıma bir adam oturmuş: elinde tesbih, kaşları çatmış, krem rengi pantolon giyip saçlarını yana taramış, ayakkabısına bakıyorum yumurta topuk o halde. *
+durakta otobüs bekliyorum, yanıma bir kadın yaklaşıyor, tepeden tırnağa süzüyorum: bok sarısı peruktan bozma saçlar, dudakta 2 kat ruj, yüzde 1 kilo fondoten, üstünde göğüs dekoltesine kadar açık bir buluz, altında beyaz kot pantolon , ağzında cak cak çiğnediği sakız, ayakkabısına bakıyorum topuklu ayakkabı o halde.*
+cafede oturuyorum, karşıdan 5 6 tane genç yaklaşıyor: saçları kısa, sırtlarında gömlek, ayaklarında açık renk kumaş pantolon, başları öne eğik çok mahçup geçiyorlar, ayakkabılarına bakıyorum spor ayakkabı, üste para versen kumaş pantolunun altına spor ayakkabıyı kimse giymez o halde.*
topuklu giyen herkesi fahişe yaftasıyla yaftalamak ne kadar doğru diye sorgulatan eylemdir.
topuklu ayakkabı giyiyorum ve bugüne kadar bir fahişeliğimi görmedim.
önyargı duvarlarını aşabilirsek daha sağlıklı ve daha berrak ilişkiler kurabileceğimizi düşündürtüyor bu analizler..
yine bir gün gloria jean's te mocha' mı yudumlarken caddeden bir çocuk geçiyor. nedense baştan ayağa süzüyorum çocuğu. ayaklarında ucu yırtık, rengi solmuş birer kundura var. o halde fakir ve paçoz.
iddia ediyorum bu tip bir analizle imkanı yok kişilik veya karakterini anlayamazsınız bir insanın. Her topuklu giyen fahişe ise, veya yumurta topuklu giyen maganda ise, o zaman bütün mankenler fahişe, bütün iş adamları da maganda oluyor sizin tesbitinizle. Daha mantıklı düşünceler içerisinde olmak gerekmez mi? Mesela hangi yaştaki veya meslekteki insanlar hangi ayakkabıyı tercih ediyor diye düşünebilirsiniz.
tanımadığın bir insana doğrudan ''şusun busun'' demektense onun hakkında yorum yapmak için küçük bir ipucudur. bazıları, kendi ayakkabısından başka bir şey düşünmediği için yanlış anlayabiliyor bu değerlendirmeyi. ben gözlemden bahsediyorum, bir kişinin giydiği ayakabıdan değil, ikisi arasında çok fark var, benimkisi tümevarım.
şeytanın avukatı filmindeki avukatın taktiklerinden biridir. aldığı davaların jüri adaylarını böyle inceledikten ve karakterlerini yorumladıktan sonra işine gelmeyeneleri ekarte etmeye çalışıyordu.
sivriburunsa düğün çocuğudur,işi gücü yoktur.türlü türlü düğünlerde 3-4 saat 'hiihhhuu' diye oynatıp yumurta topuklarına vura vura halay çekebilitesi vardır.
yeni adı satış danışmanı, eski adı tezgahtar olan bir dostumdan aktarıyorum:
"-en iyi müşteri ayakkabısı bakımsız olan müşteridir. parayı savurur. en kötü müşteri ayakkabısı bakımlı olandır. malı kıymetlidir. cimridir."
kaypak olduğu bir çok kişi tarafından bilinen, kimseye hayır diyemediği için menfaat uğuruna kullandığımız çocukluk ve mahalle arkadaşımdan aktarıyorum:
-"fetocuları ayakkabılarından tanırım. filanca tarz ayakkabı giyen adam fetocudur.(hem kumaşın hem kotun altında sırıtmayan yüksek tabanlı,bağcıklı, hakiki deri ismini bilmediğim model ayakkabı)
