bunun ben anasını avradını sikeyim öncelikle. Yazın etek, elbise, çeşitli açık çorapsız ayakkabı giyebilmek kadın olmanın güzelliklerinden biri ama bu yüzden bununla yaşamak da kadın olmanın çilelerinden biri. Çocukluğumdan beri, yazları çorapsız ayakkabı giydiğim için hemen her sene başıma geliyor. ilk alınan ayakkabılar, alışıp yumuşayana kadar çorapsız giyince vuruyor illaki.
Çok ciddi ve ayakkabıyı çıkarınca devam eden yaralara yol açmasa da, bununla yürümek çin işkencesi.
Çorapsız giyince vurmayan babet görmedim. Babet olmayan bir ayakkabım vardı, normalde hiçbir sorun yoktu fakat bir kez sağanak yağmurda ıslanıp bozulup şişince iki günde ayaklarımın arkasını parçaladı. Banyoda sıcak su bile canınızı yakar. Ayaklarınızı yıkadıktan sonra soyulan yere fucidin sürmek, iyileşme sürecinin daha rahat ve hızlı geçmesini sağlayabilir.
Bilim dünyasının en büyük handikaplarından biri olması gereken bir sorundur bu. Öyle yara bandıyla pamukla filan olmuyor,olmadığı gibi insanı hayattan soğutuyor. Acil çözüm bulunsun lütfen üzülüyorum.
Bugün yaşadığımdır. Çok kötü lan kanadı parmakcıklarım. Bidaha ayak fotosu atmam sözlüğe. Negatifliğinizin hıncı parmaklarımdan çıktı. Ağlıcam ya şimdi çok acıyor mk.
yeni ayakkabı mağdurlarında gözlemlenebilen illettir. Yolda yürürken, acınızı millete göstermemek için büyük bir çaba gösterirsiniz. Hayattan soğursunuz, her adımınızda oluşan o acı size dövüş filmlerinde ki eğitim sahnelerini akıllara getirir. Bakınız; acıya dayanıklılık.
Son ayakkabı vurmasında topuk kısmı adeta zımparalanmış halde idi, deri tamamen kalkmış ve alttaki son doku görünüyordu cılk kırmızı et. iyileşmesi tam olarak 1 haftamı aldı.
Bir ay once 200 kusur lira verip satici elemanin acilir bu acilir garanti veriyorum dedigi nike airmax ayakkabilarim bir aydir sol ayagima oyle bir baski yapiyor ki artik dayanamiyorum. Isin garip tarafi ayakkabı ayagimdan cikiyor fakat sol on kismi kemiklerimin agzina ediyor afedersiniz. Ne yapsam bilmiyorum paramizla rezil olduk resmen.
Tanim: ask acisiyla kapisacak olan hede.
her adımda sanki topukları kesiyorlarmış gibi can acıtan durum. 3 kat yarabandı yapıştırdık bana mısın demedi arkadaş. şu odadan bi çıksalar da ayağımı uzatsam azcık .
yarabandı topuğa yapışmış ise ve yara olmasının üstünden iki gün geçmesine rağmen canınız yanıyor ise pek kötü durumdur sözlük. ha bir de duş alırken su bile canını yakar adamın, üzücüdür.
yeni bir ayakkabı alsamda sırf bu yüzden giymeye korktuğum gerçeğimdir.
geçen yaz giydiğim bir ayakkabıyı bu yaz giydiğimde bile ilkinde ayağımı vurur, 10 dakika içinde yara yapar, en az 2-3 gün derdini çekerim.
yarım numara küçük alınan, böylece halı sahada topa daha iyi vurulacağı düşünülen ayakkabının, yarım numarayı ayaktan kazanmasıdır. hayatımda yaşadığım en kötü anlardan biridir sevgili sözlük. başımadan geçen olaya gelelim de tam olsun.
üniversite 2. sınıf, elektronik ve bilgisayar mühendisliklerinin kendi arasında düzenleyeceği turnuva haberi ile şenlendi. amatör futbol hayatı ve o hayatında şampiyonlukları olan ben, bir arkadaşımı daha alarak; tanıdığımız bildiğimiz arkadaşlardan bir 7 kurduk. maçlardan önce bir hırs bir hırs, tutmayın beni. 15 gün kala her akşam 8 km koşuyorum, yetmiyor yurtta mekikler çekiyorum ( salakmışım ). turnuvaya az zaman kala gittim, trabzon'da (bkz: uzun sokak)'da nike mağazasının kapısını çaldım. girdim içeri, ve (bkz: nike total 90) ayakkabılarımı, satıcının da "abi yarım numara küçük olsun, ayağı daha iyi sarar daha iyi vurursun topa gazları eşliğinde, 43 numara olan ayağıma 42,5 numara aldım. ilk haftanın sonunda benim sol ayağımın arkasında su toplanması başladı. öbür hafta başında da su toplanan alan patladı. arkadaşlarımı yalnız bırakmamak adına değil!!! futboldan kopmamak adına ben maçlara devam ediyorum. ancak artık mazoşistim. maçtan yarım saat önce ilgili alan acı yapmasın diye, üzerine kolonyağı dökülmüş selpak ile kapatıyor; selpağın ilk değdiği andan itibaren yaklaşık olarak 30 saniye horon ve de hoptek koltürüne katkılar sunuyorum. canlı doku tamamen öldükten sonra da konçumu giyiyor ( selpak hala orada ) maçıma gidiyorum.