"öl ya öl git resmen. bırak bu alemi de ahirete git. ne işin var bu dünyada, bu kadar acı çekmene değer miydi?", diye dedirtmesinin yanında, o vurduğun yerin ağzına sıçmak ** istersin, dolapsa kırmak istersin, yataksa smack down yapasın gelir ama 3 saniye sonra onların birer eşya olduğunu ve olan bitenin sadece basit bir dikkatsizlik ürünü olduğunu fark edersin de zoraki gülersin. aslında fazla acı sürmez, ama "o an" adamı çileden çıkarır...
insanoğlunun kara yazgılarından biridir. cenab-ı hak ayak serçe parmağını; sehpalara çarpalım veya hemen bitişiğindeki parmakla arasına kir biriktirsin bizde o biriken kiri işaret parmağımızla alıp tarifsiz bir sevinç yaşayalım diye koymuştur bedenimize kanımca.
ben ilk yaradılış amacına değineyim . evde otururken ki genelde nedendir bilinmez insan yalnız evde otururken küçük parmağı sehpaya vurmaz illa ki evde birileri olacak bilhassa da ebeveynler olacak. arkadaşlar varken ayak küçük parmağını sehpaya vurma oranı gayet düşüktür. anane, babanne, dede varken sehpaya vurum oranı şahlanmaktadır. neşe içinde koltuktan kalkıp dedeye çay doldurmaya mutfağa doğru giderken küçük parmağınız lanet sehpanın körolmayasıca tahtadan oyma ayağına tık diye vurur gayet temiz bir vuruştur.
fakat acısı öyle midir ya sanırsınız ki narkozsuz ciğerinizi çıkarıyorlar veya biri testislerinizi sıkmış han duvarlarını okutmaya kalkıyor size...
çarptığınız eşyayı üreten, monte eden, alan satan, ekonomiye can veren herkesin anasını ve bacısını elden geçirmenizi sağlar 3 saniye içinde. herşey çok hızlı gelişir, küfür dağarcığınızın ne kadar da gelişmiş olduğunu anlarsınız.
kafamı duvarlara vursam bu kadar canımın yanmayacağını bildiğim için sürekli sakındığım şeydir.
evde terlikle gezmeye sebep olur, hele evde ayak altında dolaşan kediler varsa onlara çarpmamak için yaptığınız akrobatik hareketler sonucu bu konuda çok tecrübe sahibi olursunuz.
her insanın hayatında en az bir kere başına gelmiş olan fena halde can yakan olaydır.
ayak parmağını vurduktan sonraki ilk hareketiniz, vurduğunuz ayağı hışımla yukarı kaldırmak bir yandan da ah diye inlemektir. ikinci eylem bu olaydan sonra koltuğa oturulur ve hele bir otur soluklan yeğenim moduna geçilir, ayak dize konur sonra da başlanır küçük parmağa bakmaya. bir yandan dokunulur bir yandan üflenir.