fena halde çirkin görünen, vuranın üşenmeyip bir daha vurduğu, üstüste vurduğu, dünya gezegeninin uydusu olan gezegenimsinin yüzeyidir..
çok kötü görünür, evet.. öyle ki; pütür pütürdür, iç acıtır, delik deşiktir.. en "benim" diyen liselinin yüzü bile böyle değildir, çünkü sivilce doğar büyür ve ölür. izi dahi yok olur bi yerde, görülmez. oysa ay yüzeyi öyle değildir, korur her bi boku, çakıl taşı bile dokunsa büyük bi oyuk açmıştır bünyesine. neredeyse gururla sergiler. bilerek sergiler..
ama uydusu olduğu dünya öyle değildir.. gizler. öyle hayvanî yarıklar açılmıştır ki ruhunda, komple insanlık devine devine neredeyse kendi kendini bitirmiştir ama yok edememiştir gizlediği yarıkları.
çin seddi mesela. utanç duvarıdır aslında. dünyanın dünyadan korumasıdır kendini.
arap şeyhinin palmiyesi; eziklik nişanesidir, hem görünür hem görünmez..
dinozorları yok eden meteorun açtığı krater.. en görünesi olduğu halde görünmez..
hiroşima ve nagazaki'yi vuran atom bombalarının açtığı kraterler; ki gezegenin kalbine inerler, fakat görünmezler.
ölümün açtığı kraterler..
açlığın açtığı kraterler..
terkedilmenin açtığı kraterler, her insanda olan, yine gezegenin kalbine inen kraterler..
görünmezler.
ama bilinirler, hissedilirler..
tüm bu nedenlerden dolayı çok açıktır "uydu" ay belki de..
"sen gizle, ben sergiliyorum işte deliklerini" der..
ama yine de çok caziptir dövülmüş yüzeyiyle..
"keşke orda yaşasam!" dedirtir.
çünkü düşman olacak kimse yoktur.
amerikan, arap, ingiliz, alman, türk, kürt, yahudi, zenci yoktur.
ay'ın kendisi nasıl oluşmuş olursa olsun, yüzeyindeki kraterlerin gökcisimlerinin çarpması sonucunda oluşmuştur. ay daki bazı kraterler güneş sistemindeki en büyük kraterlerdir.