Bence dünyanın,etrafında döndüğü için.
Güneş şımarık bir kadın, güzel, canlı ve hayat dolu.
Ona aşık 9 erkek var ve etrafında dönüyor.
içlerinden biri çok özel genç bir çocuk, diğerlerinden farkı hayat dolu olması.
Ve ay dünyanın, güneşe olan aşkına aldırmadan onun etrafında dönüyor. O aşkını görsün diye uğraşıp duruyor.
Dünya, ay'ı sadece güneş ortadan kaybolduğunda görüyor.
Ve güneş'i tekrar gördüğünde ay'ı tamamen görmezden geliyor.
Zavallı ay da bu yüzden, güneş varken ortadan kayboluyor.
(Sabah sabah güneş Sistemi ancak bu kadar romantik anlatılabilir).
Siz cahil Türkler bilmezsiniz, vivaldinin moonlight sonata'sı sayesinde ay romantizmle özdeşleşmiştir.
vivaldi bir gün abazanlıktan kafasını sağa sola vurmaya başladığı dönemlerde bir kızla tanışır. Ancak kız görme engelli (kör, özürlü)'dir. Ama vivaldi "kör mör kayarım ben buna" deyip kıza yavşama kararı almıştır.
Vivaldi aslında çirkindir. ama olsun kız zaten kör nerden bilcek amk. Neyse kıza yavşamak için üstün saz yeteneğini kullanıp, kendisinin 31'inci senfonisi olan besteyi ayaküstü kıza çıkarmıştır. Sazla. Nedeni ise şudur;
vivaldi kıza sorar; "hatun hatun ne görmek isterdin en çok?" Hatun tereddütsüz cevap verir; "güneş ışığını"
-lan amk karısı gece şu an. Zaman bilgin de mi yok?
+ah pardon vivi... ay ışığı da olur, varsa...
-bekle yarram bekle.
Ve sazı eline alan vivaldi hatuna ay ışığını betimler müzikle. Kız Nerden anlıcaksa amk. Neyse. Böyle boktan bir hikayesi var işte. Ama isimden emin değilim ya yanlış olmasın. Ya vivaldi ya da Nietzsche'ydi. Nietzsche de sazı tupac'tan öğrendi çünkü. Amaaaan detaylara takılmayın aq. Byü.
Gece tüm dünyanın uykuda olduğu sessiz bir zamandır. Ayın şavkı karanlığı da aydınlatmak üzere yeryüzüne yansır. Kavuşamayan aşıkların vakti bu zamandır. Bir adam pencerede sevdiği bir kıza şarkı söylediği zaman ortamı az da olsa ayın şavkı aydınlatır. Hatta Ahmet haşim' in şu sözü konuyla alakalı olabilir. (bkz: mehtabı yere seninçün serdim)
çünkü ulaşılmazı simgeler. içimizde sevgiye dair bir şey hissettiğimizde en uzağa bakarız. en uzakta ise gökyüzü vardır. zira ilk aşkımız da odur bizim. doğduğumuz yerdir orası ve her şey onunla başlamıştır. gece çöktüğünde ise orada görüp görebileceğimiz en büyük şey yine onun bize armağanı olan kocaman bir ay'dır.
Bütün gün ortalarda gözükmez aslında kendi aydınlatma gücü de yoktur ancak güneşten yardım alır onun ışığını yansıtır bize romantizm gibi ve filmlerinde etkisi var bu konuda ha asıl sorulması gereken soru romantiklik gecemi yapılır belkide sevişmek için en uygun vakti gece olarak gördüğümüzdendir.