çocuk yaşlarda dünyamızın biricik uydusu ay'ın canlı olduğuna inandığımız ve yaşına münhasır bir tamlamayla dede yaptığımız,hakkında sürekli masallar dinlediğimiz sevgili dedemiz..
nereye gitsem beni takip etmesinden dolayı zannımca bana karşı hayranlğı olan, her ne kadar "aaa ay dede, ben senin torunun yaşındayım utanmıyormusun, bırak peşimi" dediysemde dinletemediğim sübyancı kişilik (neee kişilikmi? yok canım daha neler)
yine bir gece vakti, saat 22:30 sularında kendisiyle ettiğim muhabbet sonucunda, evinin ince su'da kavakların arasında bir yerde olduğu onunla ilgili edindiğim bilgiler arasında yer almaktadır. aramızda geçen dialogları aynen aktarıyorum(bu dialoglarda ona inceden ayar verdiğimede şahit olacaksınız)
ad :ay dede
st :shitlembik tombak
st : ay dede evin nerde?
ad : ince su'da
st : ince suyun neresinde?
ad : kavakların arasında
st : yağ getir, bal getir
ben yiyeyim sen bak
benim adım tombak
bir zamanlar stardaki dizide erdal özyağcıların canlandırdığı güneydoğulu karakter.
aydede o kadar yaşlıydıki. istanbula geldiğinde ilk kez gördüğü, dikilitaşın üzerindeki hiyeroglif yazılarını rahatça okuyabiliyordu.
bak ya hemen hatırladım,cidden böyle hoş bir bisküvi çeşidi vardı.üstü şekerliydi sanırsam.çay da içiyorum,feci canım çekti.sabah sabah nerden bulurum şimdi ben bunu kardeşim?