aya sözde adım atıldıktan sonra astronotlar tüm dünya ülkelerini gezerek bu şekilde ziyaretlerde bulunmuşlardı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1700564/+
bilimsel bir keşif, ilerleme, teknolojik atılım için neden bu şekilde bir pr, reklam, tanıtım çalışmasına girilmiş olabilir?
Şimdi şöyle bir sey var. Uzaya gidildi ama aya ayak basıldığı bir muamma. Çünkü uzay aracını fırlatma rampasi ile uzaya firlatiyorlar. Şimdi bu aracın aya indiğini varsayalım. Bu aracın tekrar ivmelenebilmesi için fırlatma rampasina ihtiyaç var. Dolayısıyla aya inilse bile geri gelinmesi pek mümkün görülmüyor. Bu yuzden 1960'larda abd' nin uzaya ayak bastığı gerçek olmayabilir. Uzaya gönderilen araçların belli bir yörüngede dolaşıp geri geldiğini düşünüyorum. Günümüzde Gezegenlerin üzerinden alınan örnekleri de robotlar ile aldıkları düşünülürse, astronotların uzay aracınin dışında doğru düzgün bir görüntüsünün olmadığını da goz onunde bulundurarsak komplo teorilerine açık bir olay.
Venüs yörüngesine 1962'de ilk uydu oturtuldu (Mariner 2). 1967'de Sovyet venera yüzeye inerken, 71'de yine Sovyetler mars'a iniş yaptı.
O yıldız muhabbeti de gündüz vakti makineniniz yıldızları cekebiliyor mu? Ay'ın gündüz hali o. Bırak hadi gündüz olmasını gece bile makinelerin yıldızı çekmesi için ayrıca ayarlanması lazım. Kaldı ki 1966'da geliştirilen foto makinesi onlar. Çözünürlüğünü yatıştırmak çok saçma.
Çıkılıp çıkılmadığı yalanından çok, soğuk savaş dönemi uzay yarışında,ruslar tarafından ay projesinde görevli 10’larca astronot’un daha ay’a inemeden çeşitli teknik sebeplerden büyük kara boşlukta bir başına ölüme terk edilişi hep zihnimi kurcalar. (bkz: kayıp kozmonotlar)
tamam çıkılmadı amk. dünya da düz. abd o aralar rusya ile yarış halindeydi, sahtekarlık yapması propaganda amaçlı olabilir ancak bu uzaya hiç çıkılmadığı anlamına gelmez. zaten böyle bir durum olsa adam daha uzağa gitmenin propagandasını niye yapsın? direk uzaya çıkıp oradan foto çekse de yeterdi.
bu yalana inanan 11 eylülü de el kaide ve öldürüp suya attık dedikleri üsame bin ladinin yaptığına inanır.
kardeşim van allen kuşaklarını aşıp, kozmik radyasyondan astronotları alüminyum folyo kaplı uzay modülüyle nasıl korudular biri bana açıklasın bende inanacam.
1969 yılında çıkılıp şuan aydan canlı yayın yapılması gerekirken, teknoloji ampüllü transistörden süper iletken mikroçiplere evrilirken, 48 yıl sonra hiç gidilemeyişi olayına hiç girmicem.
ama adamlara helal olsun. hesap makinesinden daha düşük kapasiteli pc ile aya adam göndermeyi başarmışlar. bugün yapay zekalı pc ile bunu başaramıyoruz! https://galeri.uludagsozluk.com/r/1482742/+
Arkadaşlar, gerçekten de bu tür başlıklara cevap yazıp sizlerin beyin ve düşünce yapılarını zorlamak hoşuma gitmiyor, ben sadece bu konuda bilgisi olmayan insanlar yanlış yönlendirilmesin diye uğraşmaktayım. Malum, yönlendirilmeye alışmış bir milletiz !
Evet ay'a gidildi, gidildi ulan işte. Aya gidildiğini bazı insanlara anlatmak gerçekten de, vizontele flmindeki halka televizyonu anlatmak gibi bir şey..
- "Pekii neil armstrong da bizi görecek mi?" dediğinizi duyar gibiyim.
Ay'a gitmenin insan oğluna faydası ne mi oldu ?
Oraya gidene kadar, o teknolojiyi geliştirene kadar, bütün yan sanayi, ağır sanayi ve arge sektöründe çok büyük gelişmeler yaşandı, teknoloji gelişti. Çünkü adamlar bu yola baş koydu, para harcadı, paraları ayakkabı kutularında saklamadılar..
Malzeme bilimi, roket bilimi, kimya, fizik alanında çok büyük, ve aynı zamanda deneysel bir deneyimdi bu.
Bununla beraber otomotiv sektörü, bilişim sektörü, tekstil sektörü, havacılık sektörü vb onlarca sektör eş zamanlı gelişti.
Senin daha radarın yokken, adamlar radara yakalanmayan uçak yaptılar. Senin ülkenin üç tarafı denizlerle çevrili ama bir tane bile uçak gemin yok, çünkü t e k n o l o j i n yok, acınası durumdasın.
Sizler bu devletin bir aynasısınız ne yazık ki, siz ne kadar acınası olursanız devletiniz de bir o kadar acınası olur.
Ben şimdi size apollo 11'in geri dönüş modülününün çalışma prensibini anlatmak için neden zaman kaybedeyim, hayatınızda rokete en yakın gördüğünüz iki şey var, birisi torpil, diğeri de kız kaçıran.
Ama yine de size bir çift lafım var;
insanoğlu ay'a gitmiştir ve geri gelmiştir. Beğenseniz de beğenmeseniz de, Amerikan Uzay ve Havacılık dairesi bunu başarmıştır.
Peki nasıl ? Tabi ki de, bilime ve teknolojiye önem vererek,
böyle yazınca çok basit gibi geliyor olabilir ama biz bunu yapmayı 1938 yılının yağmurlu bir kasım gününde bıraktık, birbirimizi yemeyi tercih ettik.
Ben de, Türkiye Cumhuriyeti ay a insanlı, insansız bir araç göndersin çok isterdim, hadi ayı geçtim, kendi uydumuzu kendimiz atalım, hadi uyduyu da geçtim ulan en azından adam gibi bir gökyüzü gözlem ekibi kuralım, iki tane galaksi, bulutsu falan keşfedelim. Keşke aydaki "atatürk" kraterine isim veren, atamızın idealindeki türk gençliği olsaydı, ama olmadı. Peki biz ne yaptık ?
O kıskançlığınızdan başarılarına çamur attığınız adamlar, roket bilimine, aerodinamiğe, malzeme mühendisliğine kafa patlatırken, biz burada askeri darbeler ile uğraştık.
Onların başkanı orada, "we choose to go to the moon"* derken, biz burada kendi başbakanımızı idam ettik.
Bu başarıya çamur atan insanlar, lafım size;
insanoğlu ay'a gitti ve bu başarı bütün dünyanın sahiplenmesi gereken bir başarıdır. Bunu kötüleyecek kadar kötü kalpli olmayın ! Onlar her geçen gün biraz daha kendilerini geliştiriyorlar, sizler ise her geçen gün biraz daha karanlığa gömülüyorsunuz,
Size bir sır daha vereyim,
insanoğlu Mars'a gidecek, Satürn'e de gidecek, sizde olmayan ama Pluton'un tam ortasında insanlığa doğru gösterdiği o gezegenin kalbine de.