lility (annesi) oğlu ile 0 rh- kan grubuna sahip olduğunu söyleyince filmin en başında annesinin ölüp kalbinin oğluna takılacağı hakkında tahmin yürütmüştüm. aynısı da oldu.
filmin sonu çok iyiydi. son cümle aynen şuydu;
''bütün sırlara rağmen, bütün yalanlara ve kayıplara rağmen artık önemli olan tek bir şey var. o artık uyanık.''
demek ki neymiş:
*dostumuz diye başarı oranı az olan doktora güvenmeyecekmişiz.
*annemizin burnunun dikine gitmeyecekmişiz.
*2 günde evlenmeyecekmişiz.
buradan 'elisodaliadam' nickli yazara izlediğimi söylüyorum. el sallıyorum size efenim.
itinayla yazar tavsiyesi filmler izlenir.
taş gibi bir film. oldukça orijinal bir konusu var, hayden christiensen, jessica alba ve terrence howard başrolde. gözümüzün nuru jessica'nın oynadığı nadir güzel filmlerden, haspam fena rol bile çıkarmıyor!
2007 yapımı 84 dakikalık güzel bir suç/gizem/gerilim filmi, 6.5 imdb puanına sahip. Jared leto, yönetmenin clay karakteri için düşündüğü ilk isimdi. Fakat hayden'in oynaması isabet olmuş, duygu ve o atmosferi yaşatması açısından oldukça başarılı. Zaten kendisine, anakin'den sonra limitsiz sempati besliyorum.
--burdan sonrası safi spoiler izlemeyen okumasın--
yıllar önce yani filmi ilk izleyişimde, her şeyden habersizdim. Konu/kategori/hatta oyunculardan bile. filme neşeli başladım, gözyaşları içinde bitirdim. Özellikle clay'ın sam tarafından aldatıldığını anladığı an, onunla birlikte ben de şok olmuştum. Hastane koridorunda durup sam'e bakarken ağlaması https://galeri.uludagsozluk.com/r/1311469/+ çok etkilemişti beni. Hayden çok güzel oyunculuk sergilemişti, beni ikinci bitiren sahne, clay'ın çaresiz kalıp ameliyat masasında gözlerinden yaş akması oldu..https://galeri.uludagsozluk.com/r/1311468/+
Ve annesinin fedakarlığı son darbe oldu, yazılar akarken ben hala ağlıyordum. Lanet olsun neden bu kadar duygusalım ki? ikinci kez izlediğimde bile aynı etkiyi yarattı. Yavan kurgusunun/zayıf senaryosunun* canı cehenneme! Beni etkileyen şey, ordaki çaresizliği birebir hissetmemdi. Bunu çok az film başarıyor, ve bu film oldukça içimi acıtmıştı..
anestezi olarak değil ''anastezi'' olarak çevirlmesi gereken filmdir. bir annenin yapabileceği en büyük fedakarlığı, bir sevgilinin atabileceği en büyük kazığı anlatmaktadır. ayırca çok kısa sürmektedir.
hayden christensen, jessica alba ve terrence howard'ın basrolde oldugu konusu *'tan tanıdık gelen,
aynı mevzuyu ikinci kez görünce ameliyatlardan, doktorlardan, hastanelerden ürküten, korkutan, geren, ama yine de güzel ve gayet ilginç bir filmdir.
bu filmden de gördük ki,
ne sevgiline, ne arkadasına, ne doktoruna... kimseye güven olmaz bu devirde anasını satıym..
Süresi nedeniyle istemeye istemeye gittiğim fakat sonrasında izlediğime çok memnun olduğum, dvdsi mutlaka rafımda yerini alacak olan film. Böylesine ilginç bir durumdan (anestezi farkındalığı) bir film çıkartılabilmesi zaten başlı başına orijinal bir durum. Filmin başında merak ediyordum, e tamam işte ameliyata giriyor ama herşeyi hissediyor, bütün film hissettiklerini mi göreceğiz demiştim, ama ikinci yarısında film öyle bir hal alıyor ki, neyse devam etmeyelim, spoiler olmasın. Yalnız insanları sağlığından edebilecek bir film çünkü izledikten sonra salondan kimse beni ameliyat masasına yatıramaz beni diyerek çıkan insan sayısı, ki ben de dahil, kesinlikle bir elin parmaklarının sayısından fazla idi.
Bursada bu hafta için izlenebilecek 2-3 filmden bir tanesi, itina ile tavsiye ediyorum.
stephen king'in autopsy room four öyküsü ve alfred hitchcock presents'in breakdown bölümüne benzeyen konusu senaristlerce bugüne kadar pek kurcalanmamış, cılkı çıkarılmamış anestezik farkındalık üzerine olan ama beklentileri karşılamayan bir film. içinde barındırdığı soru işaretleri ve nedense ince ince işlenen konunun birden yangından mal kaçırırcasına sonlandırılıp muallakta bırakılması filmin negatif yönü. bu filmden hemen önce scorsese'nin uzunlukta dünya standartlarının üzerinde replikleriyle sabır taşını bile çatlatabilecek raging bull'unu yerimden kalkmadan iki saat izlemiş olmam mı öyle hissettirdi bilmem film resmen kısa kesilmiş gibi, ne zaman başladı nasıl bitti anlamıyorsunuz bile * . awake'i izlemeden önce sinema dergisinde filmin künyesine baktığımda yönetmen joby harold'ın clayton rolü için başta jared leto'yu düşündüğünü okuduğumda oluşan keşke jared olsaydı da şimdi elemanı bi izleseydik düşüncem filmin sonunda ise iyi ki hayden cristensen oynamış da jared'e yazık olmamışa dönüştü.
ayrıca belirtmekte de fayda var jessica alba ve hayden cristensen bu filmdeki rolleriyle en kötü çift olarak razzie ödülüne aday.