film başlarken jenerikte ' her yıl 500.000 insan ameliyata giriyor.bu insanların 450.000'i ameliyattan hiçbirşey hatırlamayarak çıkıyor.fakat bazıları bukadar şanslı olmuyor.anestezik farkındalık durumu yaşayan insanlar , ameliyatı tüm gerçekliğiyle yaşıyorlar , ama anestezinin etkisiyle vücutları felç olduğu için tepki veremiyorlar .' cümlesi geçtiğinde , içimin daralmasına sebep olan , oyuncuları gerçekten iyi bulduğum , çok iyi kurgulanmış izlenesi gerilim filmi .
--spoiler--
filmin başında anesthesia awareness hakkında ballandıra ballandıra bilgi verirken, kişinin bilinci yerinde iken felçli durumda olduğunu üstüne basa basa söylemesine rağmen, neşteri yediğinde ya da kaburgası ayrılırken hayden'dan gelen bağırma çığırma efektleri yersiz ve gereksiz olmuş, çünkü felçli bir insan bilinci yerinde olsa dahi bu kesikleri darbeleri hissedemez. kan basıncı fırlar bi kere o heyecanla ve anında ölür. ama makinada sağlık durumu, kalp atış ritmi hakkında hiç bir değişiklik yoktu. bir de bu anesthesia awareness hadisesini olayın ana noktası yapacakmış gibi bir izlenim verip, daha sonradan başka şeylere odaklanmış olması dikkat dağıtıyor. sağlam bir fikri pek de iyi işleyememişler. jessica alba da o role gitmemiş *, onun yerine, * veya *'i görmek hoş olurdu. lena olin'i beğendim açıkçası, zaten o güzellikle beğenilmeyecek gibi de değildi. filmde beni en çok etkileyen sahne, oğlunun kurban gittiğini anlayan annenin kendini hiç düşünmeden feda etmesiydi. kadının ilaçları alırkenki soğukkanlılığı, bir annenin oğlu için canını feda ederken ne kadar rahat olduğunu göstermesi açısından çok etkileyiciydi, hakikaten gözlerim doldu burada. bunun dışında komploya dahil olan elemanları bir bir öğrenirken çektiğim "hasssiktir lan" tripleri alba'yı da öğrenince tavan yaptı.
--spoiler--
sonuç olarak; hayden christensen'ı anakin dışında bir rolde görmek güzeldi diyebilirim. ama, bunun dışında orijinal bir fikri kötü işleyen vasat bir filmdi ne yazık ki.
Çoğunlukla sert parçaların bulunduğu dream theater albümü. 3'üncü stüdyo albümü. Ama albümün Bu sertlikle çelişen bir hüznü vardır. Kevin Moore.. Kevin Moore gider ayak bir efsaneyi bizlere hediye etmiştir:Space-Dye Vest. Bu şarkıyı dinlerken ağlıyorsak,bunda kevin moore'un hisleriyle beraber, o'nun gruptan ayrılışına üzülüşümüzde vardır. Albümün son parçası olmasıda onun fanlara elveda diyişi gibi olmuştur .
Şarkı Listeside şu şekildedir:
1. 6:00
2. Caught in a Web
3. Innocence Faded
4. Erotomania
5. Voices
6. The Silent Man
7. The Mirror
8. Lie
9. Lifting Shadows off a Dream
10. Scarred
11. Space-Dye Vest
az bütçe ile yapılabilecek güzel filmlerdendir.filmde oyuncular ve ekip dışında pek fazla para harcanmamıştır kanımca. görsel efekti bol, milyonlarca dolar para harcanmış çoğu filme kıyasla daha bi güzel olan filmdir. izlenilesidir. izlendiğine pişman etmez.
film olanı türkçe dublajlı izlenmemesi gerekendir. son zamanlarda izlediğim bir-kaç türkçe dublajlı filmin ardından edinip izledim ancak diğerlerinin yanında berbat bir dublajı vardı. özellikle clayton ın gözğüs kafesinin açılması esnasındaki bağırma çığırma hiç olmamış. kısaca orjinal dilde * altyazılı izlenmesi gereken hoş bir filmdir.
albüm olanı ise ortalığı yarmış bir dream theater şaheseridir. enstrümanların her sektöründe "virtüöz" karesi görmek *** mümkündür. ayrıca grubun bir çok hayranına göre james labrienin * "cuk oturduğu" albüm olmuştur.
awake 2007 yapımı bir drama filmidir.Türkiye'de "anestezi" adı altında sunulmuştur.Konusu "anestezik farkındalık"dır.izlenildiğinde insanlara "ameliyat korkusu" salar.
gece tam yatmak üzereyken tv' de karşıma çıkan, senaryonun çekiciliğiyle gidişatını merak ettiğim ve gözlerim faltaşı gibi açılarak takipçisi olduğum klas bir ''ters köşe'' filmi. uzun süredir bir film uykumu mağlup etmemişti. ''anne lafı dinle'' mesajı çıkıyor, ''anne senin için canını verir'' aktarımı yapılıyor eyvallah da bu kadar mı güzel oynanır ''aşık kız'' çözemedim. hala alba' yı eleştirenler o gözlere baksın yağmur sahnesinde, evlilik sahnesinde. bu kız bunu yapamaz dersiniz. bunun dışında filmin son 15 dakikası aceleye getirilmiş. yani böyle 2 saat diye planlanmış ama sonradan yapımcının ''abicim senaryo çekici, gişe yapacağız çok dönsün, biz yarım saatini düşelim'' haberi gelmiş gibi. yani olayı polis değil de ameliyat sahnesinde her şeyi duyan hayden çözseydi tadından yenmezdi. bizim de içimizin yağları erirdi.
bu arada anne, babayı öldürdüğünde neden hapse girmedi ve yine neden midesi yıkanmadı gibi ucu açık kalan kısımlar var ama yine de öyle insanı içine alan bir film ki bunları sorgulamak içimden gelmiyor.
ve yine bu arada alkolik doktorun ciddi ciddi maça gidip gitmediğini merak ettiğim film.
bu film 'bir beden inanılmaz bir acı çekerse ruh bedenden ayrılır' felsefesini anlatmıştır. anesteziye girmeyen birinin çektiği acılar sonucu ruhunun ayrılıp arkasından çevrilen olayları görmesini anlatır.
çok başarılı psikolojik bir film. hayden christensen ile bambaşka tadı oluyor.
--spoiler--
jessica ablamızın muhteşem masum gülüşü yalan oldu iyi mi!
--spoiler--