yargının üç sacayağından birisi olan savunmaya yönelik, soyut "örgüt üyeliği" iddiası ile başlatılan polis operasyonlarıdır. çağrı üzerine savcıya ifade vermeye gitmekten kaçınmayacak savunma mesleği mensuplarının bürolarının kapılarının kırılması, darp edilmeleri, kendilerinden zorla kan ve tükürük örneği alınması, arama sırasında savcı ve baro temsilcilerinin bulunması yönündeki kanun hükümlerinin ihlal edilmesi, hangi görüşten olursa olsun, tüm avukatlara, kısacası savunmaya yönelik hukuksuz saldırılardır. yandaş medya ve özelde devletin kanalı olması gereken ve halkın vergileriyle beslenen trt'nin, resmi polis sitesindeki gibi aynen, gözaltına alınan avukatları hemen "terör örgütü üyesi" ilan etmesi, olayın medya aracılığıyla topluma pazarlanması ve elbetteki yargısız infazdır.
istanbul barosu bugün "Süreci başından beri yakından takip eden istanbul Barosu olarak yaşanan tüm bu hukuksuzluklara karşı gerekli tüm girişimlerde bulunacağımızı, avukata, savunmaya yönelik tüm saldırılara karşı demokratik sistem içinde meşru müdafaa hakkımızı kullanacağımızı ve gerekli yanıtları vereceğimizi, hukuk devletini, vatandaşlarımızın hak ve hukukunu savunmak ve korumak adına her türlü bedeli ödemeye hazır olduğumuzu ve mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile sunarız" açıklamasında bulunmuştur.
savunmanın savunulması gereken kara günlerden geçiyoruz.
bir önceki kck operasyonlarının devamı niteliğindeki gelişmelerdir. türkiye'deki yargı sisteminin sadece rövanşla kalmayıp sağdan sola önüne çıkan her tür uç eğilimi savuşturma çabasının sonucu olarak kabul edilebilir bu son olaylar. tutuklanan kişilerin ideolojik konumlanışları ne olursa olsun, tecrit bir insanlık suçudur ve en çok da devleti töhmet altında bırakır. yakında daha fazla gürültü çıkacağı aşikardır.
