hukuk fakültelerinde bulaşan bir salgın türüdür. daha sonraki hayatlarında başından geçen bu menenjit benzeri hastalığa ket vurarak sürekli geçmişlerini hatırlatırlar. aynı durum doktorlarda da var ama onlar kendisi zaten doktor olduğu için tedavi falan oluyorlar. yaani, sünnet düğününde el kadar bebeye çeyrek takarken yazdığı kartvizite bile av. ekleten adamın ciddiyetinden istiyorum, evet.
Bu hastalığın kökleri ta üniversite sınavına hazırlanıldığı zamanlardadır. Hukuk bölümü okumak isteyen birey bu uğurda çok fazla kafa patlatıyorsa her koşulda ilkin bunu bildirir.
Kazandığında -ki hastalığın en şiddetli şekli buradadır- okuduğu zaman boyunca hemen her fırsatta hukuk okuduğunu etrafındakilere hatırlatır.
Hastalığın son aşaması mesleğe başlamadır. Artık hastalık bütün bilincine hakim olmuştur ve ismi ece veya Mehmet değil, avukattır.
Tıpçılarda bunu pek göremiyorum. Sanırım erkenden ilaç firmalarıyla anlaşma çalışmalarına giriyorlar.
Bu profildekiler için mesleğin önemi yoktur. Yeter ki üniforma veya devlete kapısı olsun. Yüksek mühendis, subay, komiser, doktor (özellikle cerrah) gibi meslekler ile uzar gider.
Kütüphane de ders çalışırken "Roma hukuku" dip nota bakıp bu ne diye rafa yaklaştığınızda 700 sayfalık Türkçe çevirisi 1100 sayfalık orijinal Latincesini görüp sinirden yehhe Ehe aueee diye ilber Ortaylı gülüşü yaparsınız.
Kültür bilmeniz lazım ki özellikle ceza hukukunda bu savunma için en büyük koz.
Telif hakları için en azından ucundan sanat teknoloji sanayi vs konularda Fransız kalmamış olmak gerekir.
Spor hukuku ise spor konusunda mı sanıyorsunuz?
Müsabakalar, kurallar, kurumların yapısı, ticari mali konular (iktisat bilgisi) sözleşmeler yükümlülükler işlerlik vb mi sanıyorsunuz?
Jean-marc bosmann davası örneğinde olduğu gibi Avrupa Adalet divanında karara bağlanan bu dava sadece spor hukuku okumuş avukatların alanı mı sanıyorsunuz?
Hiç de değil, bu insan hakları temel özgürlükler iş hukuku vb alanlara da dahildir.
Böyle nice örneklere bakıp hukuk okuduğunu ve avukat olduğunu söyleyen insanı neden itici buluyorsunuz?
twitter'da "meğer ki kalıbını doğru kullanabilen avukat adayı." minvalinde tanımlamalarla kendisini tarif edip dizilerden duyduğu replikleri bile yanlış yazan, de/da bağlacına hal eki muamelesi yapan bir tanesini sitede dolanırken denk gelip görmüştüm. seneler oldu, nasıl bir travmaysa hala unutamıyorum. mahkemede müvekkilini savunurken türkçe konuşmayı öğrenmiştir belki. belki ama. ha bir de açtım baktım, neymiş bu "meğer ki kalıbı" diye. bunu öğrenememek gerizekalılık, bu hatun da öğrendim diye seviniyor. kızı zeka seviyesinden nasıl şüpheye düşürmüşler düşünün. *
hukuk fakülteleri dahil bütün güzel bölümlerde binlerce zeki insanın yanında binlerce semenin şansa kadere okuduğunu daha önce söylemiş miydim ben?
böyle bir zehiri sanırım hukuk fakültesinde kapıyorlar,
bakkala gidip 2 ekmek alacak olsa,
bakkala giriyor;
merhaba,
ben avukatım,
2 ekmek alabilir miyim ?
ne bekliyorlar, ne hayal ediyorlar, nasıl bir kafa , enteresan.