Avuçlarımda hala sıcaklığın var inan
Unuttum dese dilim, yalan billahi yalan
Hasretindir içimde hep alev alev yanan
Unuttum dese dilim, yalan billahi yalan
nesrin sipahi'den dinlenilmeli.. eskiler bir başka oluyor dedirten şarkı.nasıl dokunaklı ve yalın sözler. herkesin aklına gelir; ama herkes yazamaz işte.
ince ince girer müzeyyen hanım..
aradan onca zaman geçmesine rağmen yakarken ruhu, bu bir türlü anlaşılamayan şey birden çok anlama bürünüverir aniden.
vallahi yalan..
billahi yalan..
Hayret kimse Zeki müren'in yorumunu yazmamış. Tek kelime ile şudur *demek isterdim amma ve lakin ne desem azdır!
Sevgilinin sıcaklığı sadece ellerde değildir, yürektedir aynı zamanda.
Bir martının uçusu 'onu' hatırlatabilir size yada bir çocuğun gözyaşları...
Belki de baktığınız heryerde 'ondan' bir parça göredebilirsiniz.*
Ama sevgilinin sıcaklığı sadece avuçlarda değildir, gözlerdedir.
Arkasından döktüğünüz gözyaşlarıdır, gözlerinizi ısıtan. lanet edersiniz 'ona', sonra masum bir çocuk gibi ağlarsınız. Bilirsiniz ki, aglamak onu geri getirmez!
ama işte ne yapabilirsiniz ki? Tutamazsınız, giden gitmiştir...
Geride ise;bir avuç gözyaşı,yorgun bir kalp ve gezdiğiniz sokaklar,caddeler...
Edit: özür diliyorum bir yazar arkadaşım değinmiş. *
avuçlarımda hâlâ sıcaklığın var, inan.
unuttum dese dilim, yalan!
yalan!
yalan, billahi yalan!
vallahi yalan!
hasretindir içimde hep alev,
hep alev,
hep alev alev yanan
unuttum dese dilim, yalan!
yalan!
yalan, vallahi yalan!
billahi yalan!
zeki müren "unuttum" kısmını "unutdum" diye yorumlamaktadır. öyle de güzel çıkar ki o ses hayran kalınır. *
Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı,
sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine
üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün
içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim
seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe
seyrediyorum...*