avrupaya tuvalet kültürünün öğretilmesi

entry3 galeri0
    1.
  1. Alaturka tuvaletler alafranfga tuvaletlerin icatindan öncedir. Alaturka tuvaletleri icat eden de Osmanlıdir. Osmanlıdaki alaturka tuvaletlerin Doğu Roma imparatorluğu dönemindeki tuvalet ve lağım sistemine bağli olarak gelistirildiği kuvvetli bir ihtimaldir. (bu bilgi sadece varsayim) Ancak Romalilar bu sistemi Anadolu topraklarından almış, yani Etrusklerden almış ve geliştirmişlerdir.

    Doğu Roma imparatorluğu&ndaki "alaturka" tipi toplu tuvaletlerin en güzel örneğini Efes antik şehrinde görebilirsiniz.

    Tuvalet herşeye rağmen soylu ve zenginlere ait bir kültür olarak yerleşmiş. Yani Osmanlıda olsun Avrupada olsun, "yaygin kullanim" terimi ancak saray, kale ve soylu ve zengin evlerini kapsar. Burada bahsedilen Osmanlıdan Rusya ve Batı Avrupaya yapilmis etkinin anlami şudur: Osmanlı soylu ve zenginlerinin Rusya ve Batı Avrupadaki soylu ve zenginlerine yaptiği etkidir.

    Hal Osmanlıda ve Türkiyede böyle, peki Avrupa ne durumda?

    Avrupada saraylarda tuvaletler oluşturulmamış demek doğru olur. Hatta yüzyıllarca gözardi edilmiş bir sistem olmuş. 548 odalı Louvre sarayinda krallik döneminden kalan herhangi bir tuvalet yoktur. Lağim sistemi ise italya (özellikle Venedik) hariçinde Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde endüstriyel döneme kadar yoktur. Arap yarımadasi, Kuzey Afrika ve Doğu Avupa ise, zaten Osmanlının parçası olduğu için, bizim kültür mirasımızdan pay aliyordu.Amerikada ilk borulama sistemi ile temiz su ile pis suyu ayirma işlemi Filadelfiya eyaletinde 1802de gercekleşmiştir. Uzakdoğu tuvalet kültüründe Avrupadan ileride olmuştur her zaman. Orta Asya ülkelerinde kimi yerde Budizm, kimi yerde islamin etkileriyle tuvalet ve su ile temizlik ögeleri yüzyıllarca yerleşmiş, ama bu yöreler hakkinda bilgiler zayif. Afrika ve Avustralyadaki tuvalet kültürü, uzun zaman boyunca sömürge oldukları için Batı Avrupanınki ile aynıdır.

    Bunun yanisıra Osmanlıdaki sistemin Avrupaya yansımaları özellikle endüstriyel döneme girildiğinde büyük olmuştur. Örnek olarak halen Batı Avrupada eski binalara girdiğinizde eski tip tuvaletleri görebilirsiniz. Eski derken de Fransada mesela çok
    eskiye gitmenize gerek yok 1930 1940`larda yapilan binalarda sadece ortak kullanımda olan alaturka tuvaletler bulunmaktadır.

    Bir de tabii söylemeye gerek duymuyorum ama, hadi söyleyeyim, Batı Avrupada her kentte lağim 20. yuzyil başlarina kadar sokaklarin
    ortasindan, insanlarin yürüdüğü yerlerden akarmış (Camusun ünlü Veba romani akliniza gelsin, fareler şehri niye basarlar ki).
    Ta ki şehir planlamasında, ve alt yapı calışmalarında buna son verilene kadar böyle gitmiş.

    ilginçtir ama tuvalet kültürü Roma imparatorluğu ve Osmanlı imparatorluğu sayesinde Avrupada yer bulmuştur. Özellikle istanbulun Avrupa yakası Roma imparatorluğundan kalan altyapının yararlarını çok çok görmüş. Bu altyapıyı da sonradan Avrupada kullanan nadir imparatorluklardan birisi olmuş.

    Roma imparatorluğu cöküş ve 20. yüzyıl Avrupasina kadar geçen, ara dönem biraz içler acısı Avrupa için.

    Zaten karanlık donem diye adlandırılır, ne ilim vardır ne irfan ne de para. Değil lağim sistemi kurmak halkin açliktan ölmemesi için
    çalışılmış hep. Kuvvetli Osmanlı imparatorluğunun hem Akdeniz hem de Doğu Avrupadaki hükmü yanında Batı Avrupa hep kendini korumak için çalışmış bu dönemde. Amerikanın keşfi, zenginlik umidi verse de, bunu hicbir zaman sağlamamis. Dolayisiyla böyle büyük altyapi inşaatlar için parada (yani altin) olmamiş. Bunun yerine küçük formüller gelistirilmiş, daha çok mekanik taşinabilir formüllermiş bunlar.

    Meshur Ajax koltuğu ingilterede koku yapmayan tuvalet olarak soylulara sunulmus (tabi ilk bu "taht" a oturan kral olmuş. Çok
    beğenmis, koku yapmadiği için. Tuvaletin adi da Fransiz argosunda "taht" yani "trone" dur) Zaten Osmanlının gücü yaninda Avrupalilar ser sefillerdir. Ne para ne pul olunca, tuvaleti de düsünmek bir krala da yakismaz zaten. Avrupadaki alimler tuvalet için birçok formül geliştirmişse de, sadece soylular için yapilmiş bunlar. Şehir surları içindeki ve disindaki halk için bir oluşum için endüstriyel dönemleri beklemek gerekmistir.

    Tabi isin komik yanini daha anlatayım. Avrupada soylularin saray bahçesinde semsiye ile dolaşmalarının en önemli sebeplerinden birisi pencereden hizmetcilerin boşalttiği pisliklerin üzerlerine gelmemesi içindi. Ya da pencerelerden uzak dolaşmak gerekiyordu. Malum ola ki bir pislendiniz! Sabun yok ki yıkayasın. Fransizlarin parfumleri icat etmeside buna bağlidir derler. Dikkat ederseniz her parfümde EAU DE TOILETTE yazısı var. Anlamı tuvalet suyu demektir. Avrupalı tuvalletten çıktıktan sonra parfüm kullanırmış yani yıkanmıyoruz ama biraz güzel kokalım diyorlarmış.

    Tarih hep komikliklerle dolu;
    Sabun bile Avrupaya gelişi ve yaygın kullanışı endüstriyel dönemden sonradır. Önceleri Avrupadaki saraylarda soylular, yemekten pislenmiş ellerini köpeklerin tüylerine sürerek temizlenirdi. Bunun için uzun tüylü köpekler tercih edilirdi. Afgan tazilarinin Avrupada soylu köpek ünvanına kavuşması bu sayededir. Köpek bilse ne için kullanıldığını ah vah derdi herhalde, köpek onurumuzda gitti derdi.

    Yazıyı bitirirken, önemli hususa değinmek isterim. Avrupa diye gözümüzde büyüttüğümüz oluşum, Osmanlı mirasini endüstriyel dönemde kullanarak geliştirmiş bir toplumdur. Avrupa sadece endüstriyel dönemden sonra ve de ozellikle ikinci Dünya Savaşından sonra bugünkü tuvaletli Avrupa olmuştur. Yani topu topu 50 senelik bir hadisedir. Sonuç olarak tuvalet kültüru Etrusklerden, ardindan Roma imparatorluğundan miras kalmistir. Bu mirasi Osmanlı geliştirmiştir. Osmanlıdan da Avrupaya yayılmıştır.

    Alıntıdır.

    Adamlar Bi tuvalete kadınlı erkekli 20 kişi giriyorlarmışlar zamanında...
    Avrupa hayranlarına duyrulur.

    Saygılarımla...

    Edit:Alıntıdan dolayı bazı bozulmalar vardır düzeltilmiştir.
    4 ...
  2. 2.
  3. 2.
  4. taharet musluğu olmayan alafranga'lar sıkıntılı oluyor.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük