neymiş efendim, yerde yemek yemek bize has bir kültürmüş, rahatlıkmış, sofistiklikmiş. yok anasının nikahı. köyde ve köylülükde yokluktan, imkansızlıktan, kalabalık aile şartlarından kalma bir zorluğu neredeyse baş tacı yaptıracaklar. bu aslında bizlerin, hala içine doğru dürüst yemek masası yerleştirilebilen mutfaklı evler inşa edemememizin mimari utancına bahaneler uydurmaktan başka bir şey değil.
yerde yemek yemenin nesi kolay, domala, domala o sofrayı hazırlayıp, geri toplamak mı yoksa kimi bağdaş kurarken, kimi diz çökecem diye dizlerini harap etmesi mi yoksa ikisini de beceremeyenlerin yayık gibi yayılması mı?
avrupaya laf söyleyenlerinde iki kere düşünmesi gerekir. adamların ürettiği arabalara, cep telefonlarına, lcd lerine, yediklerine, içtiklerine taparken iyi. alışkanlıklarına gelince hepsi tü kaka. hadi oradan.
avrupa'lının, bir vakitler, tuvaletlerini yaptıkları kapları sokaklara boşalttıklarından bihaber avrupa özentisi bir söylem. (ben de yerde yemek yiyemem o ayrı mesele, ama saraylarımıza, çarşılarımıza, camilerimize bakıp da hala mimariden dem vuran zihniyeti de anlamak ne mümkün kardeşim!)
Avrupa'nın köylüleri bile yemeğini masada yer,çünkü Avrupa'daki köylüler zengindir.Zar zor ektiği ürünü nasıl hasat edicem diye düşünmez,çocuğunu buralarda aç kalmasın diyerek şehirlere çalışmaya göndermez.Yanlış bir karşılaştırmadır bu.Kimsenin masada yemek yiyenlere tavrı olduğunu düşünemeyiz,ancak yerde yemek yiyen,ama geleneklerinden,ama yoksulluğundan bunu yapanlara medeniyetsiz gözüyle bakanlarıda az düşünmeye,koşulları düşünmeye davet ederiz.
her ne kadar yerde oturarak yemek yiyemesem de bunun bağnazlıkla bağlanmasına kızdığımdır. kültürümüzü oluşturan bir çok şey o dönemin şartlarının bir getirisi ve sonrasında yarattığı bir alışkanlıkla kültür kimliği kazanmıştır. geçmişinden utanmanın manası nedir.
bunu anlayamadığını söyleyen burjuva tiplere bir villa da şömine ateşinin yanına yerleştirilen leopar desenli tüylü bir halının iki yanına atılan büyük ve kuş tüylü iki puf minderin üzerinde oturup karşısında da file gecelikli bir hatunla üzüm yiyerek sohbet etmesi teklif edilse ağzının suyu akarak koşarken adres almayı bile unutur iken yerde oturup çorba içmeye absürtlük der ikiyüzlüler.
yemeğime de mi karışacaksınız dediğim başlık.
ister ayakta ister yerde ister takla atarak.
zevk meselesi değil mi arkadaş.
biz belki "bağdaş" kurarak seviyoruz.
gidin sorun bakalım onlar "bağdaş" ne demek biliyorlar mıymış?!
yere oturup bağdaş kurup döşeye döşeye bir etli nohut yememişlerse yaşamalarına pek de gerek yoktur. herşey gerektiğinde yerinde ölçüsünde güzeldir efendim, sonuçta herkesin ayrı bir yemek kültürü vardır.
bir kase mısır gevreği ya da hamburger ya da çatal bıçakla kıymık kıymık yenecek bir yemek için yere oturup o konforu sağlamaya uğraşmak beyhudedir.
ama avrupa'da köylü milletin efendisi değildir. avrupa'da köylü emekli proleter'dir. modernite ile liberalizm arasında bocalamaktadır. birinden biri olacaktır ama burjuva'ya göre asla olamayacaktır. araf'ta sıkışıp kalmıştır.
ülkemde ise köylü can damarıdır. köylü tarımdır. köylü çalışkandır, işleyendir. zengin olabilir, sınıf atlayabilir.
yer sofrasının tadını hiçbir şey vermez, avrupa insanlığı medeniyeti türklerden öğrenmiştir, adamlarda banyo, tuvalet kültürü bile yoktu, pislikten geçilmiyordu, bizim en kötü köylerde bile tuvalet banyo kültürü büyük şehirdekilere benzer.
residance'da oturup ''yer sorfasını özledim'' diyen yurdum insanı sefaleti kendi tercih etmektedir. bu ferrari kullanırken nerde o eski murat 124 ler demek gibi birşeydir. çıtayı yükseltip şuanda sahip oldukları standartlara şükretmeyi bilmek lazımdır.
sen yerde yemek yeme ulan ayı! şeklinde entry girilebilecek önerme. Yemek yeme kesinlikle ülkenin kültürü ile alakalıdır. Alışkanlıkları ve kültürü değiştirmek zordur. Kabul edilip saygı gösterilmelidir.
yerde yemek yemenin oturma şeklinin mideye baskı yaparak açlık hissini köreltmesi sebebiyle daha mantıklı bir yeme tarzı olduğunu bilmeyen avrupa insanının, dizlerine kan indirecek oturma stilini kendine ve tüm dünyaya tarz ilan etmesinden sonra gösteriş hastası ve özenti açı insanımızın herhangi bir sosyal ortamda söyleyebileceği havalı sözdür.