olmayandır.
türkiye denince çölde gezen develeri olan kabile algısı var güncelde.
bu da bilinçli olarak yaratılan, filmlerle falan da desteklenen bir sahte algı.
orta çağda osmanlı ya hayranlık duymaları belki mümkün olabilir. istanbul özellikle o dönem bilim ve kültür merkeziydi ancak şu an ülkede yaşayan onlarca şerefi bozuk insana vatandaşlar olarak biz bile tahammül edemezken avrupalı ların hayran olması biraz ütopik olur.
Türkleri aç, aptal ve görgüsüz olarak görürler. Eğlenmek için her türlü kullanırlar. Özellikle ingiliz'ler, Almanlar, Avusturya'lılar, Fransız'lar, italyan'lar ve ispanyol'lar Türk'ler her fırsatta lâf sokuştururlar. Türk'lere Almanya'da 'Kanaken : Karafatma' adı boşuna konulmamıştır.
efsanedir. ve ne hikmetse bu efsaneye de sadece biz türkler inanırız. elbette türk-islam kültürüne hiç bir zaman bir ilgi, eğilim olmamıştır diyemeyiz. çünkü o zaman türkörileri (turquerie) açıklayamayız. ilginçtir, avrupada özellikle fransada bu türköri dönemi de yine bizim lise tarih kitaplarımızda hiç bir işe yaramamış bir proje olarak gösterilen osmanlı-fransa barışı döneminde gelişmiştir. yani şu kanuninin meşhur fransayı kendi yanına çekme politikası işte. ama bu dönemi türk hayranlığı diye açıklamak biraz fazla uçuk olur. o dönem hayran kalınan şey: türklerin ve müslimlerin ilmi, tekniği, fenni değil; müreffeh yaşam biçimiydi ve bu hayranlık da zaten coğrafi keşifleri tetikleyen bir faktör olmuştur.