10. dakikadan sonra ulan arkadas bu nasil bi eziyettir seklinde haykirmama sebep olan, nadide filmlerden biridir. hakkaten cok film bi hadise olmus. emegi gecen herkesi, emeklilige davet ediyorum. cem gozunu seveyim artik davranma!!!
absürdlükler komedisi.
vatan sevgisi misyonunu, kadınların koynunda ve rakı masalarında arayan cem davran ın çok kötü bir filmi.
üstelik bu film le cem davran zannımca ustası m.ali erbil olma yolunda hızla ilerlemekte.
yinelemekte fayda var, zaman kaybı olan berbat bir film .
Charlie hebdo için dünyayı ayağa kaldıran avrupalı üç yaşında bir çocuk için bir tek kelime etmedi. Kelime etmeyi boşverin, dalga geçti. O çocuğun tek suçu müslüman olmaktı belkide. Anne babasını seçememesi, savaşın ortasında(!) dünyaya getirilmesiydi.
Ülkemizde yıllardır ne kadar şehit olmasına rağmen kim geldi peki? Kim dünyaya ayağa kaldırdı? Kim bize geçmiş olsun dedi? Ölüp giden gencecik fidanlar, abiler, kardeşler niçin gittiler? Kimlerin politikaları için rant sağlamaları için kaç ana ağladı? Şehit olanlar ben de olabilirdim, abim de ya da bir akrabam. Kim bilir belkide sen. Ya da sevgilin. Peki bu acıyı çektiğimize değiyor mu?
Yok. Cevap yok. Bulamıyorsun bir cevap. Ateş bizim yuvamıza düşmeden farkedebilmek lazım, dur diyebilmek, dedirtebilmek lazım. Başkaları için Sen kendi ülkeni yakıp yıkarsın ama şunu unutma "türk'ün türk'ten başka dostu yoktur".
Yarısını izleme gafletine düştüm. Tamamen rezillik diyebilirim. Türk'leri bu kadar aşşağılayan ve özenti gösteren başka film yoktur. Akılları sıra övdük diyorlar ama tamamen yalan.
vizyona girdiği 2007 senesinde izlemiştim. Çok beğenmemiştim. Aradan 11 yıl geçti. Sahi "böyle bir film vardı." dedim. Filmin konusunu bile unutmuşum. Tekrar izledim. Elbette kötü bir filmdi ancak bu kez o kadar da kötü gelmedi. Bir film eskidikçe güzelleşiyor mu ne? Yoksa bu bir nostalji duygusu mu? Bilemiyorum.