Avrupalılar ahlaksızdır. Türklerde böyle oluyor.
Avrupalılar Hristiyan gibi giyinir Türklerde.
Avrupalılar laik devlet kurmuştur, türklerde.
Avrupalılar alkoliktir türklerde.
Aralarında fazla fark kalmamıştır. Tek fark ise onlar atalarının yazdıklarını okur, bizler ise okuyamayız.
kelebek etkisine benzeyen film.
paralel evrenler işlenmiş film bir kısmında luke rhinehart'ın zar adam kitabına benzer bir kısım var orada zar kullanıyordu bu filmde para kullanılmış, 2 seçenek var, yap yada yapma.
parayı atıyor yes gelirse yapıyor no gelirse yapmıyor.
izlediğim en güzel filmlerden birisi.
okumadan, araştırmadan, geçmişin tecrübelerinden yararlanmadan, kıscası doğru bilgi sahibi olmadan, duygularımızın önderliğinde hareket etmemiz, fikirler üretmemiz ve bu fikirlere dayalı eylemlerde bulunmamızdır.
şüphesiz insan duygusal bir yaratıktır ve salt mantığıyla hareket etmeye başladığında mekanikleşmeye de başlar ancak, ne vakit duygusal ne vakit mantıklı davranılması gerektiği ayırdına varabilmek için dahi bilgi donanımına gereksinim vardır.
mantığın işletilebilmesi için gereksinim duyulan en önemli unsur, bilgi başta olmak üzere donanımlı bir beyindir. insan beyni, mevcut donanımını var olan zekası yardımıyla kullanarak analiz yeteneğini geliştirir ve karar mekanizmasını çalıştırarak eylemlerde bulunursa, verdiği kararlar ve bu kararlar doğrultusundaki eylemleri akla-mantığa uygun olur. bu bağlamda donanmayan beyinler, mantıkla değil duyguların önderliğinde hareket ederek kararlar verirler ki gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerin donanımsız insanlarında duyguların tartışmasız egemenliğine tanık oluruz.
bilgi; görerek, duyarak, tecrübe ederek ama hepsinden değerlisi okuyarak öğrenilir. okumayı sevmeyen ya da ona gereken önem ve değeri vermeyen toplumlarda deneyerek öğrenmek kaçınılmaz, böylesi durumlarda, deneme-yanılma ya da bilinen tabiri ile amerikayı tekrar tekrar keşfederek öğrenmekse beklenen bir sonuçtur.
onların başbakanlarını tv.de her gün görmezsiniz. türklerin başbakanının burnunu sokmadığı konu kalmamıştır, hep konuşur ve çoğu boş muhabbettir, gündem oyalama taktikleridir.
avrupalı bireyselciyken türk toplumsalcıdır. isimlere bakıp işte türkün farkı, türk toplumu düşünür demeyelim çünkü bireyselci düşünen insanlar topluma daha saygılı ve daha faydalıdır.
Bir Avrupalı yazarın gözünden "Avrupa'da merhamet yoktur, herkes 18 yaşından sonra birey olup başının çaresine bakmak zorundadır ama adalet vardır. mahkemeler adaleti herkese uygular. Türkiye'de ise merhamet vardır, başın sıkışınca aile yardıma koşar ama adalet yoktur, hakkını aramak çok zordur."
turkiye'nin orumcek beyinli mahalleleri, semtleri, hatta sehirleri vardir. kizla erkegi yan yana gorseler dahi kizi potansiyel hayat kadini olarak goren yerler hani. avrupa'da da boyle insanlarin yasadigi yerler var midir, varsa turkiye'dekilerin yaninda nasil kalir bilmem.
avrupalı hakka ve kurallara inanır, çünkü öyle birşey vardır. hakkını arar, kazanır. türk ise dayıya inanır, bilir ki dayısı yoksa bi b.k gelmez elden. haklıyken de haksız olursun.
avrupalı demokrattır, demokrasıyi olduğu gibi yaşar, türk demokrasi diye bir şeyin varlığını yeni öğrenmiştir. öğrenir öğrenmezde onu çeşitlere ayırır; muhafazakar demokrasi, solcu demokrasi, vb vb demokrasi.
Avrupa'da yolda yürürken tökezleyip yere düşen adam kaldırım eğri yapılmış diye belediyeyi mahkemeye verir ve eğer haklıysa tazminat alır; Türkiye'de ise vatandaş açık bırakılan logar kapağından kanalizasyon çukuruna düşer ve suçlu çıkar, "önüne baksaydın, körmüydün" diye azarlanır.
türkler her şey hakkında konuşabilir. bilgisi olsun olmasın hatta ismini ilk defa duydukları şey hakkında bile bir sürü laf ederler.
avrupalılar ise bildikleri şeyler hakkında bile konuşmazlar.
1) Avrupalı aynı telefona bizden daha az bi para ödüyor
3) Avrupalı arabanın kralını üretiyor.
4)avrupalı geleceğinden bizim kadar şüphe etmiyor
5) avrupalı bir öğrenci envai çeşit sınava girmiyor.
6) avrupalı hiç bi zaman okula klasör götürmedi.
7) avrupalı Ajdar, serdar ortac ve sabriden uzakta yaşıyor.
8) Avrupalı burada 1'den 3e gectiğimi farkediyor. Ancak türk farketmiyor.
biz hayreti hepinizde göre göre, ilk zamanlarda zekâlarınız hakkında ne düşüneceğimizi bilmez olmuştuk. ne kadar sade şeylere hayret ediyordunuz. fakat zamanla alıştık. kuşta kanat, ağaçta yaprak ve suda parıltı gibi bizce 'hayret' artık sizin başlıca vasfınızdır. avrupalıyı biz şimdi her şeye hayretinden tanırız.