''ne mutlu türküm diyene'' deyip batıya özenen bir milletten geldiğim için batılı (gibi) olmak yada daha basitine kaçıp öyle görünmek istiyordum. Malum ülkemizde ideolojiler-fikirlere-yaşam tarzları idrak edilmez daha ziyade öylemiş gibi görünülürdü. Bu düşüncelerimin üzerine 2-3 arkadaşımın ''abi hiç türke benzemiyorsun yaa'' kelamları eklenince karar vermiştim. Evet, türke benzemiyordum, aynı batılılar gibiydim lan.
***
geçenlerde kuzenimle istanbul'u gezmeye gittik. gülhane parkından girdik ayasofyaya yürüyoruz. etraf tarih kokuyor, insan adım atarken kaldırım taşlarına bir şey olacak diye korkuyor öyle bir ortam. neyse gülhaneyi geçtik ayasofyanın önüne geldik. ulan nasıl bir kalabalık arkadaş. durum ana baba gününü aşmış çoktan ama nedense hiç türk yok. her yer turist dolu. hani senelerdir ''yaa yabancılar bilgisiz abi. adamlara ülkemizin yerini haritada sorsan gösteremez'' filan deriz yaa yok hacı öyle değil. adamlar bizden iyi geziyor ülkemizi. hülasa dediğim gibi her yer turist dolmuş bir güvenlikler bir de biz türküz.
Ayasofya girişinde sıra oluşmuş. sağa, sola tabela koymuşlar ama tabelalar hep ingilizce aliminyum. o an onlar mı yabancı ben mi emin olamadım doğrusu. görsen, adamlar benden daha aşina mekana. neyse biletçilerin yerini öğrenemeyince ''kalabalığı takip et'' şeklinde hareket edip sıralardan birine girdim. sağ çaprazımda slav kökenli bir çift, solunda fransız'a benzeyen bir bayanla avrupai bir havada ilerliyoruz. tam bu anda yanımıza güvenlik görevlisi geldi ''ticket'' dedi. biletleri toplamaya başladı. önümdeki herkes bileti verince sıra bana geldi.
insan bu anda ortamın efemineliğine kendini kaptırmak istiyor anladın mı?? işin ahengini bozmak istemiyor. senelerdir ingilizce ders görmüş, ''bilet nereden alabilirim'' diye inglizce sormak istiyor. kafamda cümleyi toparlamaya çalışıyorum en fazla 1 saniye sürüyor ''can i ticket where....'' yok yok öyle değil ''where can i buy a ticket'' heh lan buldum diyorum o an. yaklaşık 1-1,5 saniyedir benden bilet bekleyen görevliye bakıyorum. tam sorumu soracağım görevli benden önce davranıp kati bir ses tonuyla ''bilet almadınız mı???'' diye soruyor.
ulan o nasıl bir ses tonu, nasıl bir kendinden emin olmaktır arkadaş??? nereden anladın türk olduğumu???
''hee, hhi, evet'' filan diyorum. biletçilerin yerini gösteriyor. biletleri almaya giderken satıcı bir çocuk yanaşıyor yanıma ''selamunaleykum information'' deyip elinde ki ''istanbul'' yazılı kataloğu uzatıyor. ''de git ben türküm'' diyorum. ''pardon abi'' diyor ''arap sandıydım''
-eşiniz ne kadar da güzel, isimli yem atılır.
eğer; o eşsiz bi tablo ona herkes hayran olabilir ama bana aittir, duruşu sergilerse avrupaidir.
eğer; ulan senin ananı avradını gondiklerim, senin bacın yok mu, duruşu sergilerse hala mental olarak hazır değildir.