Evet arkadaşlar. Avrupa\'da solunan havanın dahi iq yu 10 puan bazında yükseltiyor olması gerçeğidir. içilen suyu, yemekleri, yaşam standartlarını saymıyorum bile. *
bu sonuca varmaya "saçmalık veya cahillik" desem olmaz, tanım yetersiz "aptallık" desem yine olmaz ki milletin "bana hakaret ettin" diye höykürmelerine dayanamıyorum ama bu kanıya varmayı başka türlü de açıklayamıyorum.
neyse, kibarlaştıralım ve bu kanıya varmayı bir "embesilite" olarak açıklayalım.
avrupa'nın solunan havası (herhalde yaşamak açısından konuyu ele alıyorlar) zekanıza +10 oranında katkı yapıyor tezine antitez sunalım.
üstelik bunu somut verilerle ortaya koyalım...
avrupa'da yaşayan ortadoğu toplumundan kişilere bakın. bu kişilerin 2. ve 3. nesilleri bile yaşadığı toplumdan kendini soyutluyor.
avrupa'da yaşayıp şeriat isteyenlere bakın. annesi-babası bırakın din inancını insanlığa zarar fundamentalist yobaz ve zorba kesimin baskıları uygulamalarından özgürlüğe kaçmış ama çocuğu çöl sıçanı kıyafetleri-tipinde Avrupa sokaklarında "şeriat isteriz" diye gösteri yapıyor.
eline bıçak tüfek tabanca alıp sokaklarda eylenen gezen dolaşan masum insanlara saldırıyor onları katlediyor. ya da bir kamyon araba ile kalabalığın arasına dalıp insanları öldürüyor, intihar eylemi yapıyor.
istisnasız olarak avrupa'da bu katliamlara karışan terör örgütünün elemanları istisnasız olarak anne babası ülkelerinde bu el kaide, ışid, hizbullah, hamas vb örgütlerin-sistemlerin baskısından avrupa'ya iltica etmiş-kaçmış ailelerin çocukları ve terör örgütü elemanları bu aile çocuklarından oluşuyor.
daha somut bir örnek...
avrupa'da yaşayan ülkemiz insanlarına bakalım. yıllardır avrupa'da yaşayan insanlarımız türkiye cennet diyor, avrupa'yı kötülüyor.
ekonomi, hukuk, eğitim, coğrafya, beslenme, sosyal hayat, özgürlükler açısından ülkemize övgüler düzüyorlar.
bu ülkede market raflarında insanlara satılan çoğu gıdalar Avrupa'da kedi köpek mamalarından daha çok kalitesiz ve bakanlığın açıklamaya yetişemediği sebze, meyve, işlenmiş gıdalar organik gübre yapılıp tarımda bahçe-peyzaj işlerinde kullanılıp bitkilere veya kedi köpek maması yapılıp hayvan yemi olarak bile kullanamayacak kalitede.
yaşadığı ülkeye gelen sebze meyveler başta olmak üzere gıda ürünleri sınırdan içeri sokulmayan veya piyasadan toplatılan ülkede yaşayıp, insanlarının bu gıdaları tüketmek zorunda kalan ülkeyi kıskanmak.
vatandaşlarının eğitim, hukuk, yaşam kalitesi, güvenlik, özgürlük, çalışma için gitmek istediği ülkede yaşayıp, vatandaşlarının gitmek-terk etmek istediği ülkeyi övmesi.
insanlar çöp kalitesinde meyve sebzeyi alırken bile zorlanıyor.
eğitimsiz, bilgisiz, yetersiz diplomalı cahil olarak yetiştirilen evlatlarının geleceği yok ediliyor.
hasbelkader yetişmiş ve yeterliliğini kazanmış gençler torpil denen illet yüzünden akademik geleceği yok ediliyor.
liyakatsizlik artık sıradanlaştı ve normalleşti.
yılbaşı geldi, en büyük banknot paramız 200 lira. hindi etinin kilosu 360 lira civarında. kırmızı etin kilosu 500 lira civarında. bir çalışanın eline geçen en büyük iki banknot parayla 1 kilo et alabiliyor.
en büyük banknot 200 euro (aslında 500 euro banknot da var ama artık basılmıyor ama hala tedavülde geçiyor) veya en büyük dolar 100 dolar olan ülkede yaşayıp 400 euro ile veya 200 dolar ile yılbaşı için alacağı et-hindi'ye bakıp 400 lira ile anca bir kilo hindi-kırmızı et alınabilen ülkeyi cennet görmek...
sizce avrupa'da yaşamak zekaya katkı mı sağlıyor?
böyle düşünceye aptallıktan başka hangi tanımı yaparsınız?
