yurt dışı doktora burs programlarıma bakıyorum. bazı programlar ab üyesi yani avrupa ülkeleri vatandaşları açılıyor. bunlara tabii ki de başvuramıyoruz.
bazı programlar da "gelişmekte olan ülkeler''e burs sağlıyor. burada da asyalı afrikalı birçok ülke dahil. konu buraya gelince türkiye birden avrupalı sayılıyor ve bu listelerde de dahil edilmiyor.
nereye başvuracağız mk? bir kenyalının falan benden çok şansı var avrupa'daki okullarda okuma bakımından.
“Yunanlılar tarafından bulunmuş olan Avrupa adı, başlangıçta yalnız Asya’ya yakın olan Güney-doğu bölgesini göstermeğe yararken, Akdeniz’in kuzey kıyılarındaki memleketlere, sonra Okyanus’a komşu memleketlere ve nihayet, bunlar Akdeniz dünyasıyla münasebetlere giriştikçe Merkezle Doğu’daki memleketlere de yayıldı.
Bu bir coğrafya terimiydi ki, bölgede oturanlar arasında hiçbir müştereklik fikri vermiyordu. Ancak modern çağlarda, Avrupa milletlerini öteki kıtaların halklarıyla kıyaslayarak ki bunlarda müşterek bir duygular ve âdetler temeli bulunduğu sonucuna varıldı ve bu da o milletlere, zaten epeyce müphem olan, bir Avrupa topluluğu şuuru verdi.”
sınırları siyasi olan kıta. şuanki sınırlarına bakarsanız türkiye'yi avrupa'da gibi göstermemek için götlerini yırttıklarını görebilirsiniz. hatta bazı haritalarda azerbaycan, ermenistan, gürcistan ve kıbrıs avrupa'nın bir parçası olarak gösterilirken türkiye gösterilmez.
halbuki şuan bu topraklarda hala yunanlar olsaydı muhtemelen anadolu avrupa'nın göbeği gibi gösterilecekti.
günümüzdeki hali şudur: güney afrika deyince mandela'dan özgürlük savaşçısı diye söz ederler. hollandalıların yerlilere ne çektirdiğinden söz etmezler.
+geçen gün güney afrika'ya gittim.
-tabi, tabi, çok güzel bir yer orası. ayrıca, mandela da özgürlük savaşçısıdır.
türkiye deyince ise, kurtuluş savaşından, saltanattan sonra cumhuriyet kurulmasından, kadına seçilme hakkı verilmesinden konuşmazlar. atatürk'ün diktatör olduğunu iddia ederler.
günümüzün en gelişkin uygarlık düzeyine erişmiş ülkelerinin yaşadığı coğrafya. geldikleri nokta öznel olarak iyi ya da kötü olarak adlandırılabilir. ama gerçek o ki, zenginlik ve teknolojik gelişkinlik anlamında bizden ilerdeler.
avrupa kıtasında var olmuş, binlerce yıllık geçmişe dayanan, çeşitli etkileşimlerin sonucu oluşmuş kültürel, ekonomik, teknolojik faaliyetlerin ve biriken bilginin tümü, avrupa uygarlığı dediğimiz kavramı oluşturuyor.
aslında avrupa geçmiş çağlarda asya karşısında sönük kalmış durumdaydı. bir şekilde bina inşa edilemeyen dönemde, taşları üst üste yığıp tapınak yaparken avrupa insanı, mezopotamya'da yavaş yavaş çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dine evrim başlamış durumdaydı.
el aleti kullanımı da aynı şekilde, tarım aletlerinde de aynı şekilde, mezopotamya uygarlığının çok gerisinde idi avrupa. hatta öyle ki, saban benzeri araç gereci icat edemedikleri için, çok yağışlı avrupa ikliminde oluşan kalın çamur tabakaları bile yarılamamış, tarım faaliyetleri hep ilkel düzeyde kalmıştı.
avrupa kavimleri öncelikle barbarlar ile etkileşime geçti, hint-avrupa dillerini elde ettiler, onlardan bronz ve çelik işlemeyi öğrendiler. daha sonraları, avrupa, önce yunan kültüründen etkilenerek yavaş yavaş teknik bilimi oluşturmaya ve bu kapsamda bilgi üretmeye başladılar.
zaman geçtikçe ilerlediler, #26253513'de incelediğimiz şekilde sanayi devriminin öncülerini, yel değirmeni kullanımı vs. faaliyetlere giriştiler.
iki farklı nitelikteki bu kültürleri, yani yerleşik yunan kültürü ve göçebe kültürünü bir araya getiren avrupa kavimleri, hem yerleşik yaşam kaynaklı teknik becerilere, uzun vadeli yatırım kültürüne ve soğukkanlılığa hem de göçebe yaşam kaynaklı savaşçılık, cesaret ve atılganlık gibi kavramlara sahip oldular.
bu iki kültürün birleşimi ise sanırım mükemmel karışım oluyor.
Afrikanın kuzeyinde, Asya'nın batısında ve Atlantik Okyanusu'nun doğusunda bulunan kıta. Üzerinde birçok ülke mevcuttur.
Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib)=Güneşin Battığı taraf anlamına gelir. Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca'da Europa olmuş ve Ege denizine göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir.
Kapladığı alan yönünden Okyanusya'dan sonra en küçük 2. kıta olan Avrupa; batıda Atlas Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz denizi ve Atlas Okyanusu, güneyde Akdeniz ve doğuda Asya kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası güneyde Afrika kıtasına oldukça yaklaşır (Cebelitarık boğazı 14 km). Güneydoğuda ise Asya ile hemen hemen bitişir (istanbul boğazı 0,7 km., Çanakkale boğazı 1,3 km.).
Avrupa'nın doğuda kesin bir sınırı bulunmamakla beraber, kuzeyden güneye Ural dağları, Ural nehri, Maniç çukuru, Karadeniz, istanbul ve Çanakkale Boğazları ile Ege Denizinden geçecek hattı sınır kabul edebilir.