bu ekonomik büyüklüğü iç gelişmişliğe aktaramayan, anayasa da belirtilen sosyal refah ve hukuk devleti standartlarına ulaşamayan, işsizliğin kol gezdiği, siyasi istikrarsızlığın ekonomik istikrarsızlık kadar büyük sorun olduğu bir ülke de pek de önemli bir ayrıntı değildir.
yüzlerce kişinin ailesini geçindiremediği için kendisini öldürdüğü,
binlerce üniversite mezunu pırlanta gibi insanların işsiz gezdiği,
milyonlarca aç karna uyuyan ailelerin,
okula gidebilmek yerine büyük sokaklarda onbinlerce çiçek satan çocukların olduğu ve buna benzer içler acıtan yüzlerce örneğin verilebileceği yedinci büyük ekonomi, hımm ilginç gurur duydum bu büyüklükle.
önemli olan boyu değil işlevidir. ben de sizden harç adı altında yüzlerce haraç alsam, türlü türlü vergiler koysam sigaranızı yaktığınız çakmağın gazına zam koysam ben de buyuk olurum amk. ama işlevsel olmam.
işlev önemli işlev.. böyle masaya vurdun mu masa ortadan ikiye ayrılacak, bizimki ayazda kalmış bekçi şeysi gibi.
bak toplam borclari ekleyelim demisler yine, her zamanki gibi ama turkiye'yi gecen o alti ulkenin borclarini da ekleyelim.
britanya: $ 9,170 milyar
almanya: $ 5,250 milyar
fransa: $ 5,002 milyar
italya: $ 2,328 milyar
ispanya: $ 2,313 milyar
hollanda: $ 2,470 milyar
turkiye: $ 277 milyar
Türkiye'nin gayri safisinin ne kadar büyük olduğu önemli değil. önemli olan halkın refah seviyesine bunun ne kadar yansıdığıdır. birileri servetine servet katarken halkın genelini fakirleştiren bu ekonomik tablo övünç değil, aksine utanç kaynağıdır.
vatandaşa yansımadığı savı doğru değildir. gelir dağılımındaki adaletsizlik yüzünden doğu ve güneydoğu ya daha az yansımaktadır.
bunun tek çözümü de hayvacılığın geliştirilmesidir. etin kilosu olmuş 20 lira bir inekten 200 kilo et çıkar. o da yapar 4000 lira . boru değil. sen orada yaşayıp senede 2 inek besleyip satmıyorsan tezek kokusundan iğrendiğini düşünürüm ya da sabah erken kalkıp onları otlatmaya götürmekten kaçıyorsun.
türkiye de 5000 liraya otomobil alınabiliyor. yani 10 maaş. he ayda 500 lirayı seyyar satıcılıktan bile kazanırsın iş yok demeyelim. ama şu var moralin yoksa o iş sana zul gelir. ya da burnun büyükse seyyar satıcılık yapmazsın.
ayrıca okumak için orada burada çalışmak kadar normal ve şerefli bir iş te yoktur. alışalım bunlara. bedava hiçbir şey yok. maalesef ve de maalesef.
bak para kazanamayan ve zorluk çekenleri eleştirmiyorum. o durum zordur. para yok diye moralin bozulur, moralin bozulunca içinden bişey yapmak gelmez. pis bir kısır döngüdür. o kişilere her türlü destek verilmelidir senin, benim ve hükümetin görevidir.
tamam rakamlar doğru ama niye böyleyiz ben bunu anlamadım. amerika'nın telafuz bile edemeyeceğim bir borcu var fakat hayat standartları bizden daha yüksek. ben bunun sebebini bilemiyorum. ekonomist felan değilim. ekonomist varsa aramızda açıklasın yani. sorun üretim ya da iş alanıysa o zaman bizde borca girelim kardeşim. şu rapora göre borcu olanın hayat standartı daha yüksek görünüyor. araştırdım, çoğu ülke borç batağı içinde. biz onların arasında borçsuz bile sayılırız.
avrupa'da 7. dünya'da 17. en iyi ekonomiye sahibiz rakamsal olarak.
o zaman gösterin bana nerede bu ekonomi?? aydınlanmak istiyorum! ışık tutun bana.
konunun bizimle alakası yok ama birde araştırma sonucu şuna çok hayretler içinde kaldım;
500 bin nüfuslu lüksemburg'un borcu bizim borcumuzdan neredeyse 7-8 kat daha fazla. bizim borcumuz 400-450 milyar. varın gerisini siz hesaplayın.