içine edilesi zevk ve anlayıştır. hiç bir gece bu kadar sinir kestiğimi hatırlamıyorum arkadaş. ama gene de her sene ekrana kilitleniyoruz eurovision zamanı. en son lordi midir ne halt ise o zebanilerden oluşan grubun eurovisionu kazandığı gece bu cümleyi geçirmiştim içimden, aha norveçin şarkısını bir kez daha dinledikten sonra yine aynı fikirdeyim.
o izlanda'nın nefis şarkısı, azerilerin harika şarkısı ve sempatikliği, patricia kaas ve ingiltere'nin enfes vokalleri, bizim hadise'miz, malta'nın gerçekten dinlendirici ve sanat değeri yüksek şarkısı, ermenilerin cauntry tarzı eseri...bunları hep es geçti avrupa, es geçti ve kokuşmuşluğunu ve sanat zevkini bir kez daha gözler önüne serdi. bu saydığım şarkıların hangisi birinci gelse canı gönülden alkış tutardım ama norveç, ah norveç sana bu satırlar vasıtasıyla sövdüm say...
zevk ve müzik anlayışı yoktur. çıkarları ve komşularına gözü kapalı oy verme vardır. azıcık bi kesiminde varsa onlarda 1. sınıfların okuma bayramında çalan tarzda şarkıları seviyordur.
anlaşılmamış anlayıştır. madem birbirinize bayılıyordunuz niçin ayrıldınız be ülkeler? ispanyol ablamızın sesi dikkat edildiğinde birçok ülkeye fark atacak kadar güzeldi. ermenisan'nın ezgileri, portekiz'in ışıklı gösterisi, almanya'nın ince bellisi, fransa'nın sesi daha neler neler.
(bkz: kırk yıllık yoğurtçuyum böyle kase görmedim)