Olmayan medeniyettir. Orada sadece maddi refah ve fenni terakki vardır. Erkek kerhanesinin olduğu, erkeklerin evlenebildiği, her 20 kadından 19 unun kocasını aldattığı bir topluluk medeniyet olamaz. Yakında da çökecektir.
avrupa "medeniyeti"(!) dünya da nasıl bir nizam kurdu?
Günümüz sanayi toplumlarında işçi-işveren ilişkileri büyük bir öneme sahiptir. O kadar ki bazı sanayi toplumlarında işçilerin veya ücretlilerin toplam nüfus içindeki oranları %70-80 lere kadar çıkmıştır. tek kutuplu dünya ve globalizasyon sürecinde küresel adaletsizlik çok daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
dünya bankası verilerine göre 2002 yıl sonu itibariyle dünyanın toplam milli geliri 31.5 trilyon dolar ve ortalama yıllık geliri 5000 dolardır. 6.2 milyar kişilik dünya nüfusunun yarısı dünyada gelirin %11.3 ü ile geçinirken, dünya nüfusunun en üst %10'luk dilimi dünya gelirinin %51 i ile geçinmektedir. dünya nüfusunun en üst %5 i dünya gelirinin yaklaşık %34 ünü ve en üst %1 ise %10 unu almaktadır.
dünyanın en zengin üç kişisinin toplam mal varlığı, 600 milyon nüfuslu az gelişmiş ülkelerin GSMH'lerinden daha fazladır. dünya nüfusunun en zengin %20'lik dilimi ile fakir %20 lik dilimi arasında 86 kat fark vardır.
1.2 milyar insan dünyada günde 1 dolardan daha az - ki bunların %70 i kadın ve çocuktur-, 3 milyar insan da 2 dolardan az bir gelirle yaşamak zorundadır. Bunların %50 si çocuktur. Türkiye'de nüfusun %2'si 1 doların altında gelirle, 12.6 milyon kişi yoksulluk sınırı olan günde 1.9 doların altında yaşamaktadır.
dünyada yaklaşık 1 milyar insan temel tüketim ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.
dünyanın en zengin 200 kişisinin malvarlığı tüm dünya gelirinin %41'inden fazladır.
gelir dağılımındaki çarpıklıklar dünyada her 35 kişiden birini emek/beyin göçeri yapmaktadır.
dünyada silahlanmaya 780 milyar dolar ayrılıyor. Türkiye savunma harcamalarında 177 ülke içinde %4.9 ile 11. sırada yer alıyor.
peki gelelim asıl meseleye. islamın hakim olduğu bir dünyada islam iktisad sisteminin kurulması ile nasıl bir nizam gelecektir?
- islam iktisadi ve mali siyaseti 3 esasa dayanmaktadır: israfın bertaraf edilmesi (en am 6/141), adil gelir bölüşümü ile servet ve mülkiyetin yaygınlaştırılması (haşr, 59/7), iktisadi bağımsızlığın sağlanması (enfal, 8/60).
-islam iktisadında israf kültürü aşılayan reklamcılık, sürüm ve iktisadi kalkınma faktörü olarak sömürgecilik ve savaş, nihayet talebin daralmasıyla ortaya çıkan işsizlik belirmez.
-islam devleti toprağa onu işleyenin sahip olması ilkesini benimser. tarihi olarak büyük toprak mülkiyeti bertaraf edilmiş, toprakların rakabesi devlete bırakılarak ve optimum büyüklükte parçalara ayrılarak köylülerin intifaına yani faydalanmasına bırakılmıştır.
-iktisadi bağımsızlık her şeyden önce bir teknoloji üreten ve bağımlı olmayan sinai cihazla gerçekleşir. bunun için devlet kendi ihtiyacına uygun teknolojiler üretebilmeli, yeterli bir savunma sanayiine sahip olmalı ve yine ihtiyaçları gidermeye yönelik bir sanayi sistemi oluşturmalıdır. bu sanayi siyasetinin esası: kaynakların israf edilmemesi, çevrenin ve insanın olumsuz yönde etkilenmemesidir. islam, toplumu bir tüketim çılgınlığı içine atmak istemediği gibi yeryüzü kaynaklarını israf eden, sürekli enflasyon ortamı ve adaletsiz gelir dağılımı oluşturan sanayileşmeye de yabancıdır.
-islamda fiyat istikrarının sağlanabilmesi için tekelci eğilimlerin önlendiği serbest bir piyasa ortamında fiyatların oluşması istenmiştir. tekelci eğilimleri önleyemediği taktirde serbest piyasada oluşabilecek fiyatın ne olacağı araştırılarak bir fiyat ve kalite denetim sistemi yani narh sistemi oluşturulmuştur.
genel meseleler ile ilgili bilgi için (bkz: islam iktisadı)
sosyal darvinizm e yani kendilerinin üstün ırk olduğu, diğer ırkların kendileri tarafından yönetilmesinin gerekli ve kendilerine bir görev olduğu inancına dayanır.
Ülkelerini mülteci çöplüğüne çevirmedikleri için laf edilendir
Sen bu kafayla ülkeye kürt,Afgan,Arap doldurmaya devam edersen bu topraklarda medeniyet sönecek orada devam edecek ama onu ne yapacağız sayın neo-osmanlıcı?