2000 yılında zirve olmuştur. neticede bazı şahıslar kendi takımlarını desteklemeyi unutmuş, takım değiştirmekten başları dönmüştür. akabinde de tutacak takımları kalmamıştır. herkes üzerine alınmasındır.
şahsen ne türk düşmanlığı ne de bayrağa ihanet filan değildir benim gözümde. arkadaşların kendi aralarındaki eğlencesidir sadece.
zira aynı hareketi, hem de defalarca, maçları birlikte izlediğim cimcom'lu ve beşiktaş'lı arkadaşlarıma yapmışlığım vardır. en nihayetinde insan sevdiğiyle uğraşırmış.
çok defalar "anunuza koycaz olm sizin, aha aha, gerrard çakacak olm, bilmem kim koyacak olum" diye bağırışlarımın ardından eğer ki gol yersek en az o arkadaşlarım kadar üzülürdüm.
sonuçta sokarım barça'ya, liverpol'a bilmem neye. ben bu ülkede futbol izliyorsam, bu ülkedeki şampiyonluk yarışı beni heyecanlandırıyorsa bana ne lan elin gavurunun takımından.
assalar da kesseler de, şu ligte fener, cimbom, beşiktaş, trabzon olmasa, bunların arasındaki rekabet bu kadar kızgın olmasa; sanıyor musunuz türkiye'de futbol bu kadar sevilir?
onun için bir febe'li olarak derim ki; her ne kadar düşman gibi olsak da, bakî kalmak için muhtacız beşiktaş'a, cimbom'a. tıpkı onların bize olduğu gibi.
hem cimbomlular da bi düşünsün, biz olmasak kimle dalga geçecektiniz "edirne'den öteye gidemiyosunuz?" diye? ya da kim koyacaktı size her sene hem içeride hem kadıköy'de. :)
edit kıvamında not: eğer bu bahsettiğim şekilde yapılmıyorsa bahsi geçen yabancı takım taraftarlığı; anuna koyayım ben öyle adamın. (bak "adam" da dedik ama, yakışmadı adam lafı buraya.)
sanıldığı gibi türklere has bir durum değildir. mesela inter'liler milan'ın avrupa maçlarında rakip takımı destekler. roma'lılar lazio maçlarında yine rakip takımı destekler. lazio'lular da aynı şekilde rakip takımı tutarlar.
dünyanın her yerinde bulunan, gayet mantıklı durumdur.
örnek : fenerbahçe'nin bu sene 2 tane fazla tur geçmesi forma satışları, yayın ve sponsorluk gelirleri ve şampiyonlar liginden alınan parayla beraber minimum 15-20 milyon eurodur. ve bu para bir adet şevçenko eder.
dolayısıyla benim tuttuğum takıma doğrudan negatif etkisi olan bir durumda neden rakibimi destekleyeyim ki..
(herşeyde avrupayı örnek alanlar. avrupa maçlarında ezeli rakibini destekleyen bir avrupa takımı örnek verin bana bakalım)
ayrıca bu durumu tetikleyen en önemli sebep ise, örneğin avrupada maç kazanan fenerlilerin gelip galatasaray ve beşiktaşlılar ile dalga geçmesidir.
olayı bütünleşme ve avrupa'ya karşı tek yürek olma bağlamında değil de sadece takımsal olarak değerlendiren bir zihniyet ürünü olan ve türkiye'ye zarar veren düşünce. sonuçta o akşamki skoru tebrik etmek ve yeri geldiğinde onu yakalayacak başka bir takımı tutmak da bir erdemdir. o gece bir ingilizle dalga geçmenin zevkinden neden mahrum kalayım ki bir türk ve beşiktaşlı olarak?
fenerbahçe ve galatasaray ı tutmaktır. hiç karşı takım tutulur mu? şimdi binlerce gafil kendi takımları olan chelsea yi değil karşı takımı tutacaklar. yazıklar olsundur.
Futbolun evrensel bir oyun olduğu gerçeğinden yola çıkarak , futbolu millet ya da din gibi kısır ırkçı kavramlar içine hapsetmeyen kitlenin öncelikle kimin kazanabileceğine dair fikir yürüttükten sonra ancak iyi oynayanın kazanması dileğini es geçmeden ortaya konulacak futbol karşısında estetik ve futbol zevki açısından daha fazla göze hitap edecek olan bir takımı " evet lan bu adamlar oynuyor! " şeklinde tutmasıdır.