düşmek falan değildir bu. bugün eğer avrupa'ya 3-4 takım gönderebiliyorsak bu geçmişte avrupa'da kazanılmış puanlar sayesindedir. en büyük örnek galatasaray'ın uefa kupasını kazanmasıdır. o sürecte çoğu rakip taraftar galatasaray'ı desteklemiştir ve o başarı sayesinde bugün takımlarımız çeyrek final oynayabilecek şansı bulabilmektedirler. bunu düşünemeyecek zihinlerle zaten bizim sorunumuz.
galatasaray'ın ve fenerbahçe'nin kazandırdığı ülke puanları sayesinde kendi takımı avrupa'da şampiyonlar ligi gibi büyük bir arenada maç yapan kişinin salak bulduğu muhabbettir.
çok da aptal olmayan bir muhabbettir. hatırlarım fenerin feyenoord a elenip hollandalıların bizden iki takım fazla yolladığı günleri. bu kadar önemlidir yani.
ama asıl olan o takımları ülke puanı için değil, ülke için desteklemektir. asıl aptallık panathinaikosla oynayan türk takımı sevilmiyor diye panathinaikos u desteklemektir.(ya da atıyorum milan'ı)
salak olmayan tam tersi zeka ürünü bir muhabbettir. lan mal takımın türkiye liginde ikinci olduğunda avrupa ligi bilmem kaçıncı ön elemesinden avrupa kupalarına katıldığında oh ne güzel yenildi fener bizde öküz gibi sevindik şimdide köy takımlarıyla oynuyoruz mu diyeceksin dedirten muhabbettir. ayrıca oda ikinci olabilirsen.
olmayan muhabbettir. salak değildir yani. şimdi beşiktaş cska'yı yenip 3 takım birden uefa'da gitsek, puan alsak ve rekabeti güzel mecralara sarsak fena mı olur be mal! olmaz.
o zaman toplayalım puanları hem avrupa hem de ligde kapışalım hep beraber. seneye de az eleme oynayalım ya da daha sonraki senelerde.
yabancı rakiplere karşı oynayan x bir takımı ezeli rakibiniz olsa dahi destekleme durumudur.çoğu zaman "ülke puanı" safsatasıyla savunulur.oysa yeryüzünde hiçbir yerde böyle bir durum mümkün değildir.ezeli rakibinin başarılı olmaısnı dileyen kişi kendi takımını yeterince sevmiyor demektir.