--spoiler--
türkiye'yi ceza şampiyonu olarak ilan edilen mahkeme. bu adamlar birkaç yüzyıl önce türkler bilmem kaç ülkeye adaletle hükmederken cennetten arsa satın alıyorlardı, vebadan nüfuslarının yarısını kaybediyorlardı, sokaklarda üstlerine bok düşmesin diye şemsiyeyle dolaşıyorlardı, yol ortasına sıçıyorlardı, çatal denen nesneye bile yüzyıllar boyunca elleri varken gereksiz bir nesne olarak bakıyorlardı, haçlı seferleri sırasında ortadoğu'yu kan gölüne çeviriyorlardı, ne değişti de yani şimdi bu adamlar dünyaya adalet falan dağıtır oldular? ne zaman medeni oldunuz siz lan? sizin medeniliğiniz kendi içinizde anasını satayım sabah sabah küfrettireceksiniz beni. türk veya müslüman görünce neresinden ısıracağınızı bilemiyorsunuz. ya hadi neyse tamam.
türkiye'yi ceza şampiyonu olarak ilan edilen mahkeme. bu adamlar birkaç yüzyıl önce türkler bilmem kaç ülkeye adaletle hükmederken cennetten arsa satın alıyorlardı, vebadan nüfuslarının yarısını kaybediyorlardı, sokaklarda üstlerine bok düşmesin diye şemsiyeyle dolaşıyorlardı, yol ortasına sıçıyorlardı, çatal denen nesneye bile yüzyıllar boyunca elleri varken gereksiz bir nesne olarak bakıyorlardı, haçlı seferleri sırasında ortadoğu'yu kan gölüne çeviriyorlardı, ne değişti de yani şimdi bu adamlar dünyaya adalet falan dağıtır oldular? ne zaman medeni oldunuz siz lan? sizin medeniliğiniz kendi içinizde anasını satayım sabah sabah küfrettireceksiniz beni. türk veya müslüman görünce neresinden ısıracağınızı bilemiyorsunuz. ya hadi neyse tamam.
bir kurum tarafından almış olduğu hizmette mağdur durumda olan tüketicinin "sizi insan hakları mahkemesine şikayet edeceğim" diyerek kendini savunabilme mekanizmasıdır. her nedense bu sözün arkasında da hiç bir zaman durulmaz.
fikret bila bugünkü yazısında türkiye'nin aihm'deki durumunu incelemiş.
en güzel yeri de " Türkiye'nin Avrupa insan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal etmediği maddesi yok. Her maddeyi ihlal etmiş. " dediği kısım. çok güldüm vallahi.
bir şehit ailesinin yaptığı başvuruya ilşkin idari ve askeri yüksek mahkemelerde verilen farklı kararla ilgili olarak türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunmadığına hükmetmiş mahkeme.
saldırı ve cinayete teşebbüsle suçlandığı dava öncesi tutukluluk süresinin uzun olması gerekçesiyle türkiyenin tevfik kalaylıya tazminat ödemesine karar vermiş mahkeme.
istanbul'daki nato zirvesinde düzenlenen gösterilerde polis tarafından kötü muamele gördüklerini iddia eden iki vatandaşın yaptığı şikayet başvurusunda türkiye'yi haksız bulmuş mahkeme.
avrupa konseyi'ne bağlı olarak kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. avrupa konseyi'ne üye olan ülkeler (Belarus, Kazakistan, Kosova ve Vatikan hariç tüm Avrupa ülkeleri) bu Mahkeme'nin yargı yetkilerini tanımaktadır. bu mahkemenin otoritesi dünya tarafından ciddi anlamda kabul görmekte ve insan hakları bakımında çok önemli bir kriter sayılmaktadır. mahkemede görev süreleri 6 yıl olan avrupa insan hakları sözleşmesine taraf ülke sayısı kadar yargıç mevcut olup türkiye cumhburiyeti'ni 22 ocak 2008'den bugüne yargıç Ayşe ışıl Karakaş temsil etmektedir. bu mahkeme nezdinde açılacak davalar ücretsiz olup başvurmak için öncelikle tüm yerel ve ulusal en üst mahkemelerden açılmış davaların red dökümanları gerekmektedir. başvurular bireysel ve devlet başvuruları olarak ikiye ayrılır, mahkemenin verdiği kararların uygulanma zorunluluğu, sözleşmeye müdahil ülkelerin taahhütlerine bağlıdır. kurum tarafından 60. kuruluş yıldönümünde yayınlanan rapor doğrultusunda türkiye cumhuriyeti 2010 yılında 278 dava ile en çok mahkum ettiği ülkedir.
işine nasıl geliyorsa öyle davranan mahkemedir. refah partisi ve saadet partisi kapatılınca haklı gören, hadep kapatılınca " hadep ile pkk arasındaki bağ hakkında yeterli delil olmadığını" iddaa ederek, türkiye'yi tazminata mahkum eden mahkemedir.
hadi ordan avrupa. allah başınıza banu avar'ı musallat etsin emi! sizin hakkınızdan o gelir. banu avar'ın avrupalıları deli eden sorularını özledik.
her ne kadar türkiye aleyhinde karar vermeyi seven, hatta türkiye düşmanı diyebileceğimiz bir mahkeme de olsa, devletimiz kişilere karşı sorumluluklarını kötüye kullandığında baş vurmaktan çekinilmemesi gereken mahkemedir. zira, ne zaman "devletluğlarımız" insanımızdaki "şeriat'ın kestiği parmak acımaz" mentalitesinin bittiğini görürlerse, o zaman akılları başlarına gelecektir gibi görünmekte. zira biz, her türlü yapılanmamızda olduğu gibi, "devletçe" de kötekten anlayan bir toplumuz. kızmayın darılmayın şimdi.