Heyyy gidi günler dedirten haberdir.
Canım ülkemin değil toprağından, dağından, taşından bile fışkıran nimetti bir zamanlar...
başarılı tarım politikaları?!?çiftçiye verilen önem ve kredilerle!?! bu günleri de gördük çok şükür!
Olsuuunnn... Duble yolumuz var...
Kz buğday fiyatları A sınıf 100 kilo 60 lira .
Alcaksan bari kardeşlerinden al , gavura para akıtma . Emin ol daha da kalitelidir , çünkü ekmekleri gerçekten iyi ve ucuz .
türkiye gibi ülkeler; karma yani serbest ekonomi kapitalizminin bir parçasıdır. halkın ve yatırımcının harcama yapması ve halktan - yatırımcıdan alınan vergilerle devirdaim yapan ülkelerdir. ülkenin temeli tarımdan, saniyeden kayıp, beton yığınlarına ve duble yollara oturmuştur. hal böyle olunca modern devlette olması gereken - müdahaleci kapitalizm - sistemi türkiyede pek uygulanan bir sistem değil. çünkü müdahale; halkın ve yatırımcının elindeki para biriminden devlete düşecek payın halkın - yatırımcının cebinde kalmasıdır. senin cebinde ki 1 liradan bile devlet pay alır. hülasa; devlet verimli tarım arazilerini imara vs.'ye açıp kendi sonunu hazırlamıştır. ve aynı zamanda; zamanında yapmadığı tarıma teşvik kredilerinde geç kalmış olup ve yine zamanında yapmadığı; tavan ve taban müdahalesiyle hem üreticiyi hem tüketiciyi zora sokmuştur. ve bu durumdan bunalan üreticiler giderek köyden kente göçüp, maaşlı bir işe girip aylık sabit gelire razı olmuştur. üretici konumundan, tüketici konumuna geçme nedeni; devletin güven vermemesi. yani bi bakmışsın bu seneki hasattan kalan; el elde baş başta durumu olmuştur. üretici enayi mi? devletin kendi üreticisinden almak yerine, yabancı üreticiye kayması, üreticiyi küstürür. ve eğer üretici küsüp tembelliğe alışırsa, (yani burdan kasıt, sabit maaşa alışmak) bu insansanların üretici konumuna geçmesi zor olacaktır. bunun anlamı; sen daha çook avrupadan filan buğday alırsın demektir.
--spoiler--
Bugün satranç diye bildiğimiz oyunu kurgulayan bilgin, oyunu Türk Kralı’na sunduğunda çok memnun olan kral, “Dile benden, ne dilersen” demiş. Bilgin kendisine uzatılan hazine dairesinin anahtarını elinin tersiyle itip, kraldan satranç tahtasının sol alt köşesindeki kareye bir buğday tanesi koymasını ve sonra her kareye bir önceki karenin iki katı buğday tanesi koymasını ve bu şekilde 64. kareye kadar gitmesini istemiş. “Bana bu kadar buğday verseniz yeter.” demiş. Zenginliğinden gurur duyan kral, tebessümle, bilginin alçak gönüllülüğünü övüp, vezirine “Dileği, yerine getirin” diye emir vermiş.
iş matematiğe geldiğinde, sezgilerimiz son derece önemli kuşkusuz. Birçok matematik buluşu ya da tezi sezgiye dayanarak üretiliyor. Ama yukarıdaki örneğe bakın. Katlana katlana giden buğday tanelerini, satranç tahtasının son karesinde tam 263e ulaştığını görürüz.Acaba satranç tahtasının üzerinde kaç buğday tanesi var?
Satranç tahtasındaki buğday taneleri:
20 + 21 + 22 + 23 + 24 + 25 + ... + 261 + 262 + 263 = 264 - 1
Tarım uzmanları 1000 buğday tanesinin yaklaşık 31g geldiğini söylüyor. Sonuç şaşırtıcı. (264 - 1) x 31 / 1000 g. Bu 570 milyar tondan daha çok buğdaya karşılık geliyor. Bir karşılaştırma yapabilmek için 2008 dünya buğday üretiminin 645 milyon ton olarak beklendiğini göz önüne getirelim. Ne dersiniz, kralın sezgisi başına büyük dert açmamış mı? Tam 885 yıl boyunca dünyanın bütün buğdayını bilgine vermesi lazım.
--spoiler--
ama lakin öyle değildir çünkü Büyük düşünen Türkiye'nin zaten tonlarca buğday üretimi vardı. 644 küsür mio ton buğdayımız vardı fakat 90k eksik idi onuda AB den tedarik ediyoruz. Bu haber odur..
gıda sıkıntısı yaşamayalım maksat. millet gıda konusunda fiyat artışı hissetmezse anayasanın bile geçmesine katkısı olur bu durumun. dolar arttı çokta ekime durumuna dönüşür mesele. ha, uluslararası ticaret yapanlar etkilenir o başka. ancak uluslararası satışlar yoluyla kasasına dolar koyan ticaretçi, tl ile işçi maaşı öderken durumu kendi çıkarına da çevirebilir.
rezilliğin daniskasıdır
ulan daha dün otobüs seyehatinde gördüm binlerce dekar tarım arazisi boş
çiftçi ekemiyor mazot olmuş 4 lira gübre olmuş çuvalı 50 lira
zaten milleti şehirlerde beleşe alıştırdılar
örnek olarak kürtler izmirde sağda solda fink atıyor milletin karısına kızına bakıp 31 çekip sonrada ahlaktan bahsediyor
bi kürdün izmirde ne işi var siktirsin köyüne tarlada amelelik yapsın.
parayla buğday alacağına, tarıma elverişli devlet arazilerini, üretim amaçlı köylüye ver işlesin üretsin, sonra ondan araziyi geri alırken ürettiği mahsülü de türk para birimiyle satın al, ne hayvan gibi nakliye masrafı ödersin yurtdışından getirmediğin için, ne de kur farkından gol yersin. işleyen çiftçi de kazanmış olur, sen de kazanmış olursun.
ama bizimkilerin beynini kuşa taksan kuş ters uçacağı için bunu üreticinin canına okuyarak çözmeye çalışıyorlar. buğday üreten türk, ithal buğdayla rekabete girmek zorunda bırakılsın ki, köylü, geçinemeyip, üretimi bıraksın.
üretimi mecburen bırakan köylü, şehre göç edip, başka iş alanlarında şansını denemeye zorlansın ki şehirlerimizdeki gecekondu sayısında artış olsun, sonra biz bunları yıkıp toki iş yapıyomuş gibi gösterip oradan da bizim bokumuz çikolata diyebilelim.
bu, yaptıkları işlerin, herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilmesi için basit bir örnek yalnızca, icra ettikleri her iş için daha da ciddi şekillerde örneklendirilebilir.
gerçek çözüm üretmek yerine, geçiştirdiğimiz ve geleceği değil, günü kurtarmaya çalıştığımız sürece, türkiye her alanda ve her anlamda geriye gitmeye devam edecek ne yazık ki.
buğday ambarı denilen ve hep öyle okuyup öğrendiğimiz iç anadoluda tarlalar boş. niye? çok basit izledikleri politikaların yansıması olarak üretici ve çiftçiyi zararına çalıştırdıkları için. üretici para kazanamıyor, zarar ediyor ve doğal olarak da tarlasını ekemiyor.
sonra ithal buğday alınıyor. sonuç bu malesef. değişir mi? buğday bile ithal eden düşünce ile çok çok zor.
lisede coğrafya dersinde öğretilen bir grafik vardı. tarım %70 ise gelişmemiş ülke sanayi %50 üzeriyse gelişmiş ülke hizmet sektörü %50 üzeriyse gelişmekte olan ülke. bizde tarım %20 sanayi %20 hizmet %20. arada %40 bir boşluk var içinde at koştur.
Bu ülke koskoca konya harrran Mezopotamya ovalarinda buğday üretmiyor mu ? Ne oluyoruz bu ovalar halkihalkın talebini karsilamiyorsa neden arz artmiyor onu araştırıp çözçözüm bulacağımıza yine günü kurtarma peşindeyiz.
hani deselerki artık sanayi ülkesi olduk ondan tarıma teşvikler azaldı bir nebze anlarım ama durum ortada olduğuna göre elde sadece izlemek ve üzülmek geliyor.
bu ülke avrupa'da altlık olarak bile kullanılmayan samanı ithal etti hemde gürcistan'dan buğdaya mı şaşırıyor sunuz? Saman dediğin şey buğdayın sapı, saman yoksa doğal olarak buğday da yoktur.