çoğunlukla likörlü çikolata, karton karton p&m üretimi sigara getirmesi beklenir; ancak memleketine gelmiyecekse euro veya dolar yada japon yeni gibi ufak ama can yakan beklentiler vardır.
gelip köylerinden köpre kızları alıp avrupada büyük şehirde evlere tıkmasınlar. onları köle gibi kulanmasınlar. avrupa basınına töre sapıkları diye rezil olmasınlar. yeter ulan adam olun adam.
"isterseniz bir de oda açalım size" diye cevaplanması gereken beklentilerdir.
bunları istemeden önce türkiye'de yaşayan türkler memleketin durumunu düzeltsinler ki göğsümüzü gere gere türk'üz dediğimiz zaman insanlar "sizin memlekette neler oluyor? siz yobaz mısınız? annenizin başı neden açık" gibi salak sorular sormasınlar.
türkiye'ye gelip de oralarda size prensler prensesler gibi davranıldığına inandırmaya çalışmayın bizi.
pasaport polisine gelip kaç saattir bekliyoruz hadi kardeşim. avrupa böyle mi derken,
bilin ki ön sıradan başka bir türk gurbetçi sizin hakkınızda "siz bakmayın onlara geldiği yerde kimse böyle konuşmasına müsade etmez. anında iki polis dikilir tepesine" diyor olabilir.
pasaport kontrolünü geçtiniz. beklediniz beklediniz bagaj yok.
hemen başlamayın "türkiye işte ne beklenir ki" diye. eksiği gediği yok demiyorum. fakat senin bagajını türkiye'den birinin yüklemeyi unutması için ışınlanması lazım.
saçları jöle ağacına sürtmemeleri,
ismail yk ve can-kana benzemeye çalışmamaları,
ve de bir bir onaylanan soykırım tasarılarını ve o parlamenterleri unutmamaları.
Beklentiye girmeden once kardesim, acin avrupa kanallarindan bir tanesi nasil acarsiniz orasini bilmem, bulun bir sekilde.. Kafanizi guzel yapacak birseyler almadan ve mumkunse aile buyukleriniz yaninda olmasin.
Yayinlanan programin hic onemi yok,3 5 dakika sonra bir reklam cikar. Hayran kalirsiniz adamlar geyigin dibine vurmus bizim turk kanallarida halen nasil insanlari nasil alis verise tesvik ederiz derdini tasiyor der gulersiniz. En azindan ben ilk izledigimde gulmustum, kafam da guzeldi bu arada kotu aliskanligim yok, biraz agzim bozuk.Kisa sure sonra tekrar geliyor lan ayni reklam bandi tekrar tekrar oynatiyor gavatlar diyorsun. Yaninda akranin varsa onla muhabbet etmeye calisiyorsun, gozun bir taraftan reklamin bitmesini beklerken ayni sekilde yanindaki elemanda.. Ayni program icerisinde ezberletilen reklam bandinin tekrari baslamasiyla her ikinizde basliyorsunuz kalaya (bazen zevkli oluyor, insan desarj oluyor=yanlis yapmayin ama)..
Izletilen reklam turk kanallarinda ki reklamlar gibi zeka piriltisi gostermiyor. Reklam veren firmanin sahibinin sivilceli kizinin ergen sesiyle sunumunu yaptigi, kendisinin son goruntude zafer isareti yaptigi reklamlardan bahsediyorum. Harbiden gozunu seveyim turkiye yayinlarinda yayinlanan reklamlarin, en basit bir urunun tanitimin da bile insanlar gunlerce kafa patlatiyor. Sonunda dizi arasinda yayinlandigi icin her ikisi de kufur yesede , en azindan adamin psikolojisini bozmuyor avrupada yayinlanan reklamlar gibi.
Kahve hesabiyla gunluk 4 saat televizyon izleyen avrupa da yasayan turk insani 10 dakikalik aralarla 10 dakika reklam izlemeye maruz birakilsa, o adamdan daha sen birseyler beklentisi icine giriyorsan sana diyecegim:
si*kelende, kendine gel.
*Avrupa kanallari diye adlandirilan, turk kanallarinin euro versiyonudur. Ben iki ve ya 3 kisi gordum yabanci kanallari izleyen, onlar da dil ogrenen insanlardi. Reklam arasinda konusulanlarla ne kadar dil ögrenirsin orasi da ayri bir konu..
Bir de bilmem ne skim almancasiyla hava atmayin diyenler oluyor, -sadece diyen sen degilsin,senden cok var- kuzeyi guneyi farketmez, o kadar turkun yasadigi, tum ihtiyaclarini yabanci dil ihtiyaci duymadan karsilayan bir insan akedemik kariyer pesinde cocuk yapmayacak sa, tabiri caizse gavurun kulturune de merakli olmaz. Merakli olmadigi icun de asiri bir hassasiyet gostermez dil ogrenme konusunda. Yapilan yanlismi dir**, bence de yanlistir velakin oturdugu yerden sadece seyahet programlarindan, kitaplardan okudugu gibi degil gercekler.Gercekleri bilmeden de ahkam kesmek x2 yanlis oluyor.
Yabanci dilini gelistir mirtaza bak, insanlar karakter atiyor.
