avrupa' da azalan universiteler istatistigine bakildiginda kalifiye mezun sayisinin arttigi , turkiye'de artan universite istatistiklerinde ise tavla oyuncusu , okeye dorduncu , kaldirim muhendislerinin de ayni oranlarda arttigi abuk subuk durumdur.
yakinda her semte bir universite kurulacak kanimca.. daha da korktugum durum ise metrekareye 2 universite , 150 issiz dusmesidir.
nedenlerden biri politiktir. mezun olunduğunda hiçbir konuda işlevsellik kazandırmayan liselerin uzatılmasıdır. gençliği bir 4 yıl daha oyalama politikasıdır.bu gençlerin sorunlarının, işsizliğinin ertelenmesidir sadece.
varolan devlet üniversitelerine bile yeterli mali destek sağlanmadığı için ne kadar kaliteli eğitim verdikleri tartışma konusudur. kimya okuduğu halde daha hiç laboratuara girememiş birinden bilim dünyamıza nasıl katkı sağlaması beklenebilir? amaç, öss sınavında üniversite kapılarından dönen gençlerin de bundan sonra birer "üniversiteli" olabilmesidir; ancak sonuç "üniversite mezunu olmasına rağmen iş bulamayan genç" şeklinde olacaktır. bugün türkiye'de iş bulunamamasının iki önemli sebebi; doğru ekonomik atılımların yapılmaması ve de üniversite mezunlarının piyasa ihtiyacını karşılayacak kalitede olmamasıdır. şu an okuyan öğrencilere bile yeterli düzeyde eğitim veremezken bunlara yenilerini eklemenin mantığı nedir? mesela sadece "üniversite mezunu" sıfatını almaksa, o zaman herkes bildiği yolda ilerlesin, sözümüz olamaz. şayet amaç, nitelikli insan gücü yetiştirmekse varolan üniversitelere ciddi yatırımlar yapılsın; yeni üniversiteler açılmasın. herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil. insanları meslek sahibi yaparak (meslek lisesi meselesini çözerek ) öss sınav kapılarındaki hezimeti azaltabiliriz.
bir memleketin altını oymanın en iyi yolu, o memleketin akademisini sıfırlamak, hiçleştirmektir. cemil çiçek geçenlerde türkiye'de 100 civarında üniversite olduğunu ama bu sayının en az 300 olması gerektiğini söylüyordu. adam haklı tabi, önce muhtaç et sonra da muhtaçlara yardım ederek iktidarda kal mantığından başka ne beklenir ki?
el-tanım: türkiye'nin adım adım geriletilmesi planının bir halkası. çok da güzel işliyor maşallah, herkes memnun.
fazla söze gerek olmayan durumdur. yukarıdaki bakınızları yorumlayabilenler zaten anlar ne denilmek istediğini. anlamayanlar yeni üniversite açıldığı için sevinir. *
türkiye de 10(on) u bulmayan 'gerçek üniversite' sayısıyla avrupanın çook gerisinde olduğumuz doğru. ancak bu halk popülist politikacılara oy verdikçe akp her ile bir üniversite kampanyasını her mahalleye bir üniversite olarak geliştirecek. daha doğru düzgün lisesi bulunmayan illere büyük şehirlerdeki pek çok liseden daha düşük kalitede tabela üniversiteleri açarsan o üniversite den kar değil zarar sağlarsın bu ülkeye. saftirik halkta daha çok söylenir biz üniversite bitirdik işsiz kaldık diye.
her işte avrupa yı örnek alan başbakanımıza üniversiteler içinde avrupa yı örnek almasını tavsiye ediyorum. her ile piyasa canlansın ilçe öğrencilerden para kazansın ticari anlayışıyla üniversite kurarsan bu ülke düzlüğe çıkamaz. büyük şehirlerdeki köklü üniversitelere yatırım yapılarak boğaziçi,itü, ege, deü, ktü, çukurova, odtü, hacettepe ,harran vb üniversiteler geliştirilmelidir. her bölegenin en az 1 dev üniversitesi olmalıdır. kırsaldan bu üniversitelere gelen öğrenciler için de burs sağlanmalıdır.
biz bunlara kısaca üniversitecik diyoruz. 92 de kurulan üniversiteleri liseden sayarken yeni kurulanlarıda ilköğretimden sayarız artık. var olanlarda yeterince iyi eğitim veriliyor hoca sayısı yeterlide yenisini açıyoruz .ne güzel. çok güzel. en güzel bişey.*