avrupa görmemiş müslüman milliyetçi iki türk bir ortamda muhabbet ederken söz döner dolaşır, avrupa'nın tüm teknolojiyi nasıl da bizden aldığına, avrupa'da ahlak olmadığına, kızların şak diye verdiğine gelir. temizlik konusu da açıldığı an bu şehir efsanesi ortaya sürülür. iddiaya göre bundan yüzyıllar önce avrupa'da evlerde hela yokmuş, insanlar pencereden götlerini çıkarıp aşağıya sıçıyorlarmış. o yüzden hasta olup erken yaşta ölüyorlarmış. bu savı desteklemek için de ünlü şairlerin, bestecilerin nasıl da erken öldükleri örnek gösterilir. bir kişi de çıkıp sormaz "e be .mına kodumun niye bir kaba sıçmıyor da götünü çıkarıp dışarıya sıçıyor bir kimsenin bile mi kafasına gelmiyor o bok". hakkaten kendimizi bir bok sanıyoruz.
değişik bir karalama çabasıdır. Doğrudur yani, avrupalılar şehirlerde sıçma durumunu köşelerde giderirdi, ama . Ama bi yerlerde vardı o bok birikintisi. Şehrin içinde insanların sıçıp gittikleri o kuytu sokaklarda. Ve o götten düşen binbir parça bok kalıntıları bir gün yeniden göte girmek üzere beklerlerdi. Unutulmuşlupun acısı çıkarma amacıyla. O insanların beğenmediği yerde insanı mahveden hastalıklar vardı... ve yine o hastalıklar, avrupalının dışladığı kedi hayvanının yokluğunda, şehirlerin ikinci sahibi olan fağreler tarafından kara ölüm olarak insanlara geri yağdı.*
peki aslında bu olay yüzünden fransızların şemsiyeyi icat ettiğini biliyor muydunuz?
ya "göte giren şemsiye açılmaz" ın bir fransız atasözü olduğunu?
yoksa hangi insan şemsiyeyi başka birinin g.tüne sokar ki? anca kafana sıçıyorsa işte.
(bkz: yersen)
yanlış bilgidir, gerçekten dışkılarını pencereden aşağıya yapmıyor bir kaba koydukları dışkılarını pencereden aşağıya boşaltıyorlarmış eskiden. hatta avrupalarının topuklu ayakkabıları çamurlu sokaklarda ayaklarına pisliğin bulaşmaması için giydikleri, doğru düzgün yıkanamadıkları zamanlarda kötü kokuyu önlemek için ağır esanslı parfüm kokularını icat ettikleri de bilinen bir hadisedir.
ha.. bu bir aşagılama değildir o ayrı. eski türkler de akan suyu kutsal saydıkları ve onu kirletmek istemedikleri için nehirde yıkanamıyorlardı netekim. yani tüm bunlar yergi maksatı taşıyan bilgiler değil sonuçta tarihi gerçeklikler..
onlar o pislik içinde yaşarken bizim müslüman nenelerimiz dedelerimiz, gerek abdest almak konusunda olsun, gerek yemek yedikten sonra bulaşıkları yıkama olsun pek ilerilermiş. bu da zaten bilimde ve teknolojide neden geri kaldığımızı açıklamasa da, en azından tarih bilgimiz var lan!
-madam yine tezgaha sıçacaksın mina goyim sol yap sol evet biraz daha tamam bırakk bırak düşsün. abla lütfen tebeşirle çiz orayı işaretle, sıçarken hatırlarsın yerini.
fransızların parfüme eau de toilette (tuvalet suyu) demeleri pencereden sıçtıklarına delil değildir elbette belki balkondan işlerini görüyorlardı, avrupalı bunlar ne etcekleri belli olmaz.
mümkün olamayacak geyiktir. ammavelakin ortaçağ avrupasının temizlik kavramından yoksun olduğunu gayet iyi biliyoruz.
(bkz: throw the baby out with the bathwater)
- hulusi abi avrupada eskiden camdan aşağı sıçıyorlarmış.
- evet biliyorum. karım fransız kökenli. onun dedesinin dedesi sıçma turnuvasına katılmış ama sonuncu olmuş.
- neden abi ?
- çünkü ishalmiş.
konuyla alakali olarak, fötr sapkaya ihtiyac da burdan cikmistir ve sokakta yururken kafalarina bok dusmemelerini isteyen insanlar bu sapkayi kullanmislardir o zamanlar. gercektir.
edit: "gercektir" fötr sapka olayi icin kullanilmistir. insanlar pencereden asagi dogru degil bir kaba yapip o kaptan asagiya atiyorlarmis. bu da gercektir. arastirip geliniz.
tamamen olayı beleşe getirmeye çalışanın sonucudur. gidecek umumi hela'ya yapacak, para verecek. ne gerek var anasını satıyım. yap aşağıya gitsin. hem daha samimi bir ortam olur. herkes birbirinin götünü görürse. lan demek ondanmış bütük kostümlü dramalarda adamların sürekli sevişmeleri. vay anasını.