sindirella olsun pamuk prenses olsun bunların bi süre yaşadıkları o şatoların, kalelerin etrafındaki su birikintisine yaşayan timsahları çizdiler bu güne kadar. halbuki o suda boklar yüzerdi.. eskiden böyleydi adap yoktu bulduğun yere çömelir bırakırdın aile yadigarını. ahh ah hey gidi eski günler hey..
olayın aslı sanayi devrimi sonrasında kentlerin adeta patlaması ve insanların hayvanlar gibi alt alta üst üste yaşamaya başlamasıdır. george orwell amcamız anlatmıştır (bkz: wigan iskelesi yolu) tuvalet bulamayan insanların tasa sıçıp sokağa attıklarını ve gökten bok yağdığını. lakin adamlar sonrasında paşa paşa modernizmi yaşamışlardır boka bata çıka olsa da. biz de bu vakitlerde tarla sürmekteymişiz. Sonra kakasını sokağa atan pis adamlar ürettiği teknolojiyi bize satmış. (bkz: afyonu patlamadan entry girmek)
tam olarak doğru olmayan bir bilgi olmakla birlikte şöyle bir varyantı bana anlatılmıştır: almanya'da bir şatoda göstermişlerdi; kulenin özel yapılmış bir kapısının hemen dışında oturacak bank gibi yer yapmışlar. oraya oturup aşağı yapıyorlarmış. aşağıda çok birikince serfler kürekliyorlarmış. bizdeki köy tuvaletinin bir çeşit daha ilkel açık hava versiyonu denebilir yani.
kaybettiklerini geri kazanma yollarına gitmek, çözüm üretemese bile çözüm konuşabilecek bireylerimizin, bunun yerine kaybettiklerine yanarkenki muhabbetlerinde batılıya bok atma çabasıdır. tamam avrupalıların gerçekten temizlik kültürü yoktur. batı temizlik kültürünü, medeniyeti ve insan hakları konusundaki ezikliklerini doğudan tedarik etti. ama bu kadarda değil be kardeşim. gider doğru düzgün bi yere sıçar pencereden o obez götü çıkarıp sıçmak kolaymı öyle. evet şemsiyeyi ve fötr şapkayı bunun için kullandılar ama insanlar direkt dışarıya sıçmmıyorlardı. boku dışarıya atıyorlardı.
insanın aklı almıyor bu hadiseyi, adamlar pistir eyvallah da yani hiçbir insan camdan götünü sarkıtıp sıçmaz, şimdi pis dediysek kendimizi de kandırmayalım.
avrupa'ya bok atmak için kullanılan en güzel laflardandır. savunmalardandır.
bu sürede asyalıların nereye sıçtığı merak konusudur.
ha isterseniz 5 yıldızlı, altın kaplamalı tuvalete kibarca sıçtıklarını anlatın bana. ama dikkat edin, siz bunları anlatırken kafanıza sıçmasınlar.
yahu sıçan sıçmış, eskisini ne yapacaksın sen? tankla gelen adama süngü çıkarıp "ühühü siz hepsini bizden aldınız aslında siz hem pencerelerden sıçıyodunuz!" diye ağlayacak mısın?
Yanlis bir tanımlamadır.bir kaba yapip sokaga bosaltmak ve uzerine tüy dikilmesi dogrudur.Tuy dikilmesinin sebebi,pislik belli olsun temizlik yapan da toplayip gotursun maksatlidir.Evet, eskiden ozellikle fransiz konsoloslugunun beyoglunda olmamasinin sebebi de budur.
okuduklarıma göre öncelikle evin küçük bir odasına yapıyorlarmış sonrada birikmeye başlayıp çok olunca ardından pencereden aşağı atarak güya temizlik yaptıklarını zannediyorlarmış. topuklu ayakkabılar ve parfümlerde bu pis düzenle ortaya çıkan şeylerdir. taa ki haçlılar gelip bizim kültürümüzü öğrenene kadar bu pis olay sürüp gitmiştir.