ülkedeki 55 yaş ve üzeri tamamen piyasadan çekilmeden gram ileri gidilemeyeceğinin bir başka vesikasıdır. son 21 sene onların eseri. yani 2002 den beri 50 yaş ve üzeri hayatı eski düzende yaşayan teknoloji ile internet ile vs zerre alakası olmayan insan kitleleri yüzünden bugün bu haldeyiz.
avrupalı senin neyini kıskanıyor emmi ? en fazla istanbulun tarihini, karadenizin yeşilliğini, ülkenin 3 tarafının denizlerle çevrili olmasını kıskanıyor. onlarda da senin bir dahlin yok zaten. sen bir şeyleri üretiyorsunda onu kıskanmıyor. veya sen refah içerisinde yaşıyorsun o sıkıntı çekiyorda onu kıskanmıyor. sen burada 7500 liraya karnımı mı doyursam faturaları mı ödesem diye düşünürken adam 1500 euro emekli maaşını koyuyor cebine "isviçreye kayağa mı gitsem ispanyaya denize mi" diye düşünüyor. sen daha memleketine gidemiyorsun otobüs fiyatları olmuş kafam kadar..
2000lere kadar alım gücü yüksekti. emekli ikramiyesiyle ev alınıyordu.
emeklilerin çoğunun evi var ve kira vermiyorlar. çoğu dindar, muhafazakar. öbür dünya için yaşıyorlar ve bu dünyadan pek bir beklentileri yok. sinemaya, tiyatroya, konsere gitmezler, tatile gitmezler. evinin yakınında park varsa, cami varsa, kahvehane varsa aldıkları 8000-9000 maaşlarla gayet mutlular. öyle düşünmeleri normal.
(bkz: emeklilere az maaş verilme sebebi)
Kendilerini kandıran aşağılık kompleksi yaşayan tipitiplerdir şüphesiz.. ulan senin paran avrupada değersiz avrupadaki emekli turkiyeye azcık dolar yada Euro ile gelse krallar gibi yaşar.. krallar gibi tatilin yapar sen kendi ülkende başka ülkelerde tatil yapamaz şehirler arası yolculuk yapmakta bile zorluk cekersin aq ne kıskanması..
daha önce de yazmıştım. istanbul'un yanı başı olan çınarcık tatil beldesi, bilirsiniz; çınarcığı tatil merkezi yapan kimlerdi? kimler burada yazlık yaptırdı, yazlık aldı ve tatillerini, istanbul keşmekeşliği kalabalılığından kurtulmak kafa dinlemek yeri yaptı? kimler biliyor muunuz? istanbulda çalışan oturan ve köylerinde bir yeri olmayan veya köyü tatil için müsait yer olmayan ya da köyüne gitmek istemeyen işçi memurlar emeklileri. kıdem tazminatını alan emekliler çınarcıktan yer almaya ve tatillerini çınarcıkta geçirmeye başlamalarıyla çınarcık bir tatil yeri haline geldi. dayım 1984 de karayollarından emekli oldu ve sultangazi de 3 tane müstakil bahçeli gecekondu dediğiniz ev aldı. şu an sultangazi de bu evlerin tanesi 5 milyon lira. eskiden emekli olan gidip köyde yaşayıp kafa dinleceğim diyordu, şimdi emekliler büyükşehir belediyesinin vermiş olduğu bedava seyahat kartları olmasa evinden çıkamayacak. umurumda mı? tabi hayır, en çok ağlayanlar ezilenler bu sistemi yaratanlar ve bu sistemin devam etmesini isteyenler. bu insanlar hem kendilerinin hem çocuklarının geleceğini yok etti. torunlarının geleceği bile kurtulamaz ki bu insanların evlatları da kendileri gibi olursa bu ülkede umut yok oldu. kimse bunun farkında değil. ilahi adalet budur, kimse masum değil.
şakası yok,10 milyon insan 7500-9375 lira arası maaşa mahkum edildi.
dul-yetim-öksüz maaşları var milyonlarca kişi 5625-7500 lira arası maaş alıyorlar.
bu insanların büyük kısmı 2022-2023'de asgari ücretin %25-50 fazlası maaş alıyordu.
en üzüldüğüm kirada olanlar, çocuğu olanlar.
maalesef bu emeklilerin çoğu bu iktidara oy veren insanlar..
biraz evvel bir reklam geldi e-mail ile camper ayakkabı ,6500 lira.
geçen büyüğümüze emekli maaşları dediler, bakarız dedi. bakarız emekli artık bakarıza düşmüş.
7500 lira ile geçinmek sürünmektir,asgari ücrette aynı 11,400 lira gençler evlenecek-çocuk yapacak-büyütecek.
bir akrabam var, 2 sene önce emekli oldu. 2 asgari ücret alıyordu. şimdi son zamla birlikte maaşı 10.350 lira oldu. şu an bir asgari ücret alamıyor. emekli olduğunda "allah razı olsun devletimizden" diyerek beni güldürmüştü. o kadar cahil ki devlet ile hükümetin ayrımını yapamıyor. hadi devlet sana bu maaşı veriyor diyelim (aslında emekli maaşını bize ne devlet ne hükümet veriyor. sana verilen bu maaş senin paran) devletin sana verdiği maaş için (ne veriyorsa, maaş, hizmet vs ne olursa) neden teşekkür ediyor minnet duyuyorsun dediğimde vatan haini oldum. ona ne demek istediğimi anlatmadım, malumunuz; lafın tamamı aptal olana anlatılır ve benim aptallara laf anlatacak seviyede zekam yok, zamanım da yok, niyetim de yok.
insanlara vatandaşlık yurttaşlık bilincini aşılamalıyız. devlet baba değildir. devlet ve devleti idare edenler taptığınız put değildir. devlet ve devleti idare edenler bana hizmet etsin diyerek oluşturduğunuz yapıdır ve bu devlet denen yapıda idareciilerde bana/size/halka hizmet etsin diye göreve getirdiğiniz idarecilerdir. devlet/hükümet adına ne diyorsanız size emekli maaşı mı veriyor? bu sizden alınan sizin paranız. bunun için şükür minnet neden duyuyorsunuz? devletin görevi bu, yapılan her hizmet vatandaşın parasıyla yapılıyor. %95 hata payıyla yapılan devletin projeleriyle zarara uğrayan milyonlarca dolar çöpe giden yok olan vatandaşın parası yüzünden devlete kızamayız, emekli maaşı için şükür ederek devlete minnet de duyamayız. devletin hizmeti için minnet duyulacak devlete kaynak aktaran halktır, devletin yok edilen paraları için kızılacak olan da devlet/hüküme değil, bu devletin yok edilen parasının sahibi olan hallka kızmalıyız "sen paranı kime emanet ediyorsun, neden hesap sormuyorsun, karşı çıkmıyorsun, bir denetim mekanizması kurmuyorsun" diye. ben tatile çıkacağım veya iş için evden 3-5 ay ayrı kalacağım zaman evimi, arabamı, ziynet eşyamı, evimde kaza bela parası diye tuttuğum nakit paramı komşuma emanet etsem dönüşte param eksik olsa, ziynet eşyam eksik olsa komşuma allah razı olsun mu diyeceğim? benden aldığın para nerde diye hesap sorsam kötü komşu mu olacağım? bankaya belli bir miktar parayı belli bir getiri için bıraktığımda beklentinin altında para alsam bankaya allah razı olssun mu diyeceğim ya da bunda hesap hatası var mı demeliyim? ben emekli olunca devlet hükümet her neyse bana bir lütufta bulunmuyor, benim paramı bana veriyor/veremiyor beni muhtaç ediyor. bunun için allah'a da şükür etmem devlete de... devlet görevini yapıyor veya yapamıyor bu başka konu. ilk önce şu kulluk kölelik bilincinden çıkalım. haaa! devlete ne zaman minnet duyarım, asli görevi dışında benden aldığının fazlasını bana öderse, görevinden fazlasını yaparsa o zaman devlete minnet duyar teşekkür ederim.
insanlara kulluktan kölelikten çıkıp vatandaşlık bilinci aşılanmalı. yeni bir devlet tanımı üretmeye gerek yok yanlış anlaşılmasın, arap kültürüyle (dikkat ediniz, islam değil de arap kültürü) yok edilen vatandaşlık yurttaşlık bilincini insanlara kazandırmalıyız. toplumumuza 20yy da giren ve yurttaşlık vatandaşlık olarak adlandırılan ama genetik tarihimize işlenmiş binlerce yıllık bir birikim olan türk toplumunun genetik hafızasında yer eden türklük yurt vatan kurma bilinci araplaşmayla kulluğa dönüp yok olmuştur. devleti yemek yiyeceğiniz nezih bir yer gibi düşünün, valeyi de devleti idare eden hükümet/padişah/kral/kağan/hakan vb adına ne derseniz böyle düşünün. bir yere yemeğe gittiniz. arabadan inip anahtarları valeye verdiniz vale arabayı parka götürdü. siz yemeği yedikten sonra çıktınız ve vale arabanızı getirmiş. teşekkür eder arabanıza binip gidersiniz. valeye veya o yemek yediğiniz yere minnet duymazsınız. minnet duymanız için vale arabanızı getirdiğinde camları silinmiş, arabanızda tozların alınmış olduğunu görüp yağmurlu havada arabanıza giderken size tutulan veya verilen şemsiye olursa, eşinizi doğum gününde yemeğe çıkardığınızı öğrenen garsonun bunu metrdotele bildirmesiyle yemek sonrası size sürpriz olarak bir ufak doğum günü pastasını masanıza getirmeleriyle o yemek yediğiniz mekana (devlete) arabanızı getiren valeye (hükümete) minnet duyarsınız. eğer yemek yediğiniz mekan paranızın karşılığı olan hizmeti vermiyor, size müşteri gibi davranmıyor, sizi önemsemiyorsa, vale arabanızı getirmiyor getirse de araba çizik vuruk oluyorsa ve şikayetinizde kalkıp size yemek veriyoruz ya dediğinde siz de parasını veriyorum ve bana yemek vermen senin görevin, üstelik kaliteli servis vermelisin benim gibi müşteriler sayesinde sen varlığını sürdürürsün demeniz sizi vatan haini yapmaz. 3 kıtada onlarca devlet beylik kurmuş bir milletin kutsal devlet, kul olmuş millet anlayışı olamaz. ya devlet başa ya kuzgun leşe anlayışıyla devletin içinde olup halkın üzerinde olan kuzgunlar yok edilir ve gerekirse yeni bir devlet kurulduğunun delili cumhurbaşkanlığı forsunun arkasında ki bayraklara ve forsun üzerinde ki yıldızlarda görürsünüz. devlet veya devleti idarenler tapılacak put tanrı değildir ve halk da köle değildir.