yeni bir ruj çıkarmış. yarısı açık pembe yarısı kırmızı. efendim istersek sadece pembeyi, istersek sadece kırmızıyı sürecekmişiz. yine isteğe bağlı olarak üst dudağa açık pembeyi, alt dudağa kırmızıyı; ya da tam tersi üste kırmızıyı, alta açık pembeyi sürebilirmişiz. böylelikle kendi tarzımızı kendimiz yaratmış oluyoruz onlara göre. "kendi kendini, kendin madara et" denmiyor tabii. o zaman nasıl satacak adamlar ruj.. çok amaçlı bir ruj.
kolye çıkarıyor içindeki taş kırmızı, efendim diyor, size yanında iki de farklı renkte taş veriyoruz. bir gün kırmızılı takın, öbür gün morlu takın, bir başka gün siyah takın diyor.. bir yüzük piyasaya sürüyor o da tak-çıkarlı, aç-kapalı. bol bol kullanın.
kendi ürünlerine böyle oynar başlı çok amaçlı tıraş bıçağı muamelesi yapan bir şirket. bunların ürünlerini kimler kullanmamış ki? ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, backenbauer, kaleci maier, nadya komanaçi...
Annemde o dört kadından biridir. Kimseye satamazsam kızım var felsefesiyle sürekli kendine borçlanmışımdır. Hayır bişey değil beklersin ağır posta paketini, gelir.Bir hevesle açarsın top allık gelmiştir ama bronz olanı oysa istediğin o değildir. Ancak tek geçtiğim bir parfümü vardır hala bıkamayıp ısrarla kullandığım(bütçe sarsıcı)"Today"..tavsiye edebilirim galiba kızlar..
temel satış stratejisi, altın günlerinde kısır yiyip komşularına avon kataloğu dağıtan ev hanımları üzerine kurulu olan ve piyasadaki mevcudiyetini bu şekilde devam ettirerek tüm iktisadi kuralları alt üst eden kozmetik şirketi.
bu ne lan ? ! serbest piyasa, arz talep dengesi, fiyat farklılaştırması, tekelleşme, fiyat esnekliği, vs... biz boşuna mı okuduk lan bunları ? !