Fatih sultan mehmet'in mahlasıdır. Kendisi gerçekten 15. asır için büyük bir divan edebiyatı şairidir. gazelleri bugün bile dillerde gezer.
"ağlasa aşık bela-yi hicr ile nalan olup
Gözlerinden akan anın yaş yerine kan olup..."
Böyle başlayan bir gazeli vardır ki, bence 15. asır edebiyatımızın en güzel gazeli bu gazeldir.
1903 yılında george jakob tarafından yayımlanan fatihin şiirlerinde kullanılan mahlasıdır. genellikle avniya şeklinde divanında geçer. divan şiirinin yeni oluşmaya başladığı dönemde yazılmıştır. bu divanda bazı hatalar görülmekle birlikte, fatih'in şairliği çok da mükemmel değildir. bazı şiirlerinde işret ve şarabı övdüğü ve aynı zamanda galata'nın nigarlarına da hayranlığını ortaya koymuştur.
Kafasına şaplağı yer ama elma çalmayı bırakmaz, kaşı gözü yarılır ama Dilaver'e kafa tutmayı sürdürür, annesinin terlikleri başında uçar ama altın gününe gelen kadınları röntgenlemekten kimse onu alıkoyamazdı. neden hiç heykeli yoktur, burnundan sarkan bir damla sümüğü, askılarından biri düşmüş kısa paça pantolonu ve o muhteşem gülümsemesi ile neden şehrin en stresli noktalarında bize hareket çekmek için beklemez. Avni, tüm çizgi kahramanların en naifiydi, en terbiyesizi ve en sevimlisiydi. Onu okuyarak büyüdük ama o hiç büyümedi. Oğuz Aral aramızdan ayrılınca yetim kaldı, elini tutan da olmadı ne yazık ki. Ama bu gece bir çilingir sofrası kursak, Oğuz Aral'a kadeh kaldırsak, emin olun ki Avanak Avni orada, eli pantolonunun içinde, "dıgıl dıgıl" bağırıyor olacaktır. Şerefe Oğuz Abi. (Habertürk)
- Avni'yi oğuz aral gırgır'ın bazı sayılarında büyütmüştür. Ortadan ayrık, uzun sarı saçlı, dönem itibarı ile ispanyol paça pantolon giyen bir adam olmuştur Avni. dilaver ile arası hala bozuktur. Ama hepsinden önemlisi konuşmaktadır. Sanırım Avni'nin konuşması onu sevenlerinin gözünde sevimliliğini ve masumiyetini ortadan kaldırınca bunu hisseden Oğuz Aral devam etmedi o yönde. Ama kuşağım üzerinde düşününce çok büyük etkisi olan, adeta yaşayan minik bir çocuktu Avni. Onun zaman zaman bir çizgi karakter olduğunu unutur, kimi zaman güler kimi zaman da onu döven dilavere çok kızardım. Şimdi o karakterlerin tümüyle birlikte Avni'nin de gitmiş olduğunu farkediyorum ve bu büyümüş olduğumu hissettirdiği için içimi burkuyor. Avni Aynı zamanda Gırgır kapandıktan sonra, yerine geçen Hıbır ve Dıgıl'ın ardından çıkan üçüncü mizah dergisiydi. Ömrü benzerleri gibi çok olmadı.
"bağlamaz firdevs e gönlini kalata yı gören
servi anmaz anda ol ser-i dilara yı gören
bir firengi şivelü isa yi gördüm anda kim
lebleri diridüdür dir idi isa yı gören "
fatih sultan mehmed'in mahlası.
"kâ'be hakkı avni baş eğmez namâza yüz yumaz
kaşların mihrâbına yeter secde kıblem bana"
( ey kıblem (gibi her an yöneldiğim sevgili!) kâbe hakkı için, avni namaz kılmak maksadıyla başını eğip, yüzünü yıkamaz... (çünkü) senin kaşlarının mihrabına secde etmek benim için yeterlidir.)