yaklaşık 2 senedir sürdürülen psikolojik savaşın mümessillerinin iyice küstahlaştığını gösteren cümledir.
habur'da davulla zurnayla karşılamadınız mı teröristleri ? hani kürt açılımı vardı ya, ne oldu? göt mü yemedi ? bir şey oldu mu ? yok!
sözün özü, siz bu savaşın bokunu çıkartıp boktan kale yapmaya çalışırsanız; türk milletinin sabrını daha fazla zorlarsanız, bu yüce milletten birileri çıkıp "sikmişim insan haklarını ulan! sokarım demokrasinize de açılımınıza da!" derse ve karışırsa ortalık; o sizi pofpoflayan amerikayı veya gazlayan avrupayı nah yanınızda bulursunuz ve inanın, şu gerilimden sonra ipler koparsa; fena kopar. o kopan iplerde de çamaşır misali rüzgara eğlence olursunuz.
türk milletinin sabrı ve vicdanı büyüktür. ama sınırsız değildir. kredinizi tükete tükete kedi pipisi kıvamına getirdiniz zaten, daha ileri gitmeyin; akıllı olun.
hani dilinizden düşürmediğiniz "faşizm" lafı var ya; türk hakikaten faşistleşirse, çocuğunuzu ellerinizle kesersiniz kurtarmak için.
tarihte bunun örnekleri bol miktarda mevcuttur. açın, bakın feyz alın. türkün kardeşliği iyidir, ama düşmanlığı çok pistir hafız. hatırlayın.
son olarak kendisi bu sözüyle ergenekon davası'nın atatürkçüleri sindirmek için düzenlenen bir operasyon olduğunu ifşa etmiş ve bana merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler deyimini hatırlatmıştır.
ancak merak etmeyin, bizim halkımız bunu da unutur. çünkü yalnızca işimize gelenleri hatırlarız. adam daha 15 sene önce çıkmış "hakimiyet kayıtsız şartsız allah'ındır" demiş, sen onu başbakan yapmışsın, sonra çıkıp biz demokratız deyince inanıyorsun. o adamın milletvekili yaptığı şahısdan ne bekliyorsun ki? al sana demokrat. al sana millet iradesinin peşinde koşan adam.
ondan sonra dalga geçersin "aaa! bugün de şeriat gelmedi diye". şeriat gelmedi belki ama devlet elden gitti.
bu devlet sosyal ise işçilerimiz durumu nedir?
bu devlet laik ise imamların devletin üst kademelerinde işi ne?
bu devlet hukuk devleti ise adalet bakanının açıklamaları nedir?
bu devlet hukuk devleti ise cemaatlerin üstüne giden başsavcının başına gelenler ne? ondan sonra cuntacı oluyoruz işte. ulan hani demokrattınız? fişlemek mi demokrasinin gereği?
tekel'in alkollü içki bölümünün 292 milyon dolara satılıp, alan şirket olan mey içki'nin 1,5 yıl sonra 900 milyon dolar bedel biçip %90'ını 810 milyon dolara satıp, bedel üzerinden 608 milyon dolar kâr etmesini gayet normal gören milletvekili.
neymiş, akp döneminde çok başarılı ve şeffaf özelleştirmeler yapılmış, alan firma istediği fiyata satarmış, keşke daha başarılı bir satış olsaymışmışmış.
avni doğan'a öncelikle birçok ihhalenin şartnamesini okuma-yazma yeteneğinin "okuma" kısmını kullanarak okumasını tavsiye ederim.
o ihalelerde öyle şartlar sunulmaktadır ki, o sektörde faaliyet gösteren ve bir tek adı şartnamede geçmeyecek şekilde tek bir şirketi işaret eder o şartnamelerde.
gayet açık ve şeffaf ihalelermiş, en yüksek teklifi kim verirse o alırmışmış. bu texas pasific group geri zekalı mı ha avni doğan 1,5 yıl evvel 300 milyon dolar verip tamamını alabileceği bir kurumu 1,5 yıl sonra 900 milyon dolar bedel biçilerek %90'ını 810 milyon dolara alsın?
sen ihaledeki şartlarla o ihaleye 2-3 şirketin girmesini sağlayıp, o işaret edilen şirketlerden en güçlü olanın alacağı gayet aşikarken neyin şeffalığı açıklığı?
bir de arkadaş ben özelleştirme konusunda bu kadar bilgi fukarası adam olup da özelleştirme konusunda ahkam kesen bir milletvekili görmedim.
kendisi akp'nin özelleştirme şampiyonu olduğunu söylemiş, çağdaş ülkeler nasıl özelleştirme yapıyorsa öyle yapıldığını iddia etmiştir. hatta örnek de vermiştir; almanya, fransa, isviçre, iskandinav ülkeleri nasıl özelleştirme yapıyorsa aynen öyle yapmışlar özelleştirmeleri.
ey avni doğan belki danışmanın, bir yakının, arkadaşın falan okur da uyarırlar seni; bizim tek bir özelleştirmemiz bile o bahsettiğin ülkelerdeki özelleştirmenin bir tanesi ile bile uyuşmamaktadır!
bizdeki özelleştirme şekli, çağdaş devletlerin yaptığı özelleştirme gibi değil, arjantin'in yaptığı özelleştirme tipindedir!
ayrıca siyaset meydanı'nda, muharrem ince'nin sözlerine de demagoji yapmaya çalışmaktan başka -demagoji bile yapamıyor lan adam- hiçbir şey yapamamaktadır.
bir de cemil çiçek'in oğlunun tekel a.ş yönetim kurulunda olmasına "bizim çocuklarımız ne iş yapsın" diyerek garip bir cevap vermiştir.
muharrem ince'nin "yaşı nedir, tecrübesi nedir, eğitimi nedir iyi bakın önce" demesine doğru düzgün cevap verememesi de komik olmuştur.
Muharrem ince'nin "ben deniz baykal'ın dokunulmazlığının kaldırılması için imza vereceğim, siz recep erdoğan'ın dokunulmazlığının kaldırılmasına imza verebilir misiniz?" sorusuna; çok net bir şekilde "Hayır."
"Bu milletin vicdanı, Necmettin Erbakan'ın yargılanmasını hoş görmez." "Çok yaşlı olduğundan yargılanamaz."
ergenekon hakkındaki gerçekleri ifade ederek mertlik örneği sergilemiş akp milletvekili. bunun bir rövanş olduğu belli zaten. tuncay güney müney hikaye diyoruz aylardır. bunu karşı tarafın ağzından duymak güzel.
ortak bir anlayış, hoşgörüyü ve temel hak ve özgürlükleri oturtmak yerine ibreyi sürekli güce endeksli olarak el değiştirmesi mantığı olduğu sürece yapmış olduğu açıklamalara daha çok şahit olacağımız milletvekilidir. 1945 yıllından bu zamana kadar sürekli devrim ve karşı devrimler çekişmesi yüzünden ülke gün yüzü görmüyor. bu kafada yetişmiş nesiller sayesinde daha çok o dengeler el değiştirir.