avm

    10.
  1. ne zaman bir avm'de lavaboya girsem her seferinde zayıf, kara kuru, besinsizlik ve yorgunluktan avurtları çökmüş ve yaşından çok daha fazla yaşlı gösteren temizlikçi bayanlara takılır gözüm ve orada olmaktan utanırım. tam da o anlarda avm gözümde bu insanların kanından beslenen bir vampir canavara dönüşür. lavabodan çıkarım, bu kez karşıma yerleri süpüren, avurtları çökmüş, yüzü sarı siyah yaşlı adamlar çarpmaya başlar. bir türlü lüks restoranlarda besili fertleriyle ailece yemek yiyen pembe, kırmızı yanaklı sağlıklı ve neşeli insanları göremem. her katta, her koridorda gözüm ya bir temizlikçi kadına, ya da bir garson çocuğa ya da mutfakta çalışan genç bir kıza takılır. bir türlü kanmam o allı pullu yalanlara, bir türlü eğlenemem. bu kan emici vampir canavar beni de yutuvermesin diye bir an önce oradan kaçmaktadır aklım. ne de olsa halihazırda benim de kanımı emen canavarlar vardır boğuşmam gereken. çıkarken canavarın ağzındakileri de kurtaramadan çıkan yenik bir savaşçıyımdır artık. yorgun, öfkeli ve umutsuz.
    3 ...
  2. 37.
  3. baş ağrıtan yer.bir sürü kendini dünyanın merkezindeymis gibi hisseden insanlarla dolu.
    3 ...
  4. 22.
  5. Alışveriş Merkezi nin kısaltması AVM değil AM'dır. Ancak bu türk aile yapısına uygun değildir. iyi bulmuşlar.
    3 ...
  6. 45.
  7. avm diye yazılır, esnaf siken diye okunur.
    2 ...
  8. 61.
  9. avmlerden nefret ederim.
    merkezi ısıtma soğutmayla ilgili sanırım kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
    en fazla 20 dk.
    kalabalık dükkanlar uzun koridorlar ses kirliliği ışıklar renkli şeyler boğuluyorum.

    yazarken daralma geldi.
    2 ...
  10. 62.
  11. Sadece Çocukken sınıfça film izlemeye, sonradan da ülke bu kadar pahalı değilken salata yemek için gittiğimiz gereksiz beton yığını mekanlar.
    2 ...
  12. 31.
  13. istanbul' da hemen hemen her metrobüs durağı yakınlarında bulunan, insanı kör edermişcesine ışıklı, suyun bile normalin iki katı pahalı olduğu, küçük esnaf ve kişisel(öznel) beğeni gibi kavramları öldüren yerler. öznel beğeni kısmına şöyle bi açıklık getireyim; mesela daha küçük bir anadolu şehrindeki küçük esnaflarda bir ürünün çok çeşidi satılır. Oysa bu marketten bozma beton yığınlarında stant/mağaza kiralayan esnaf(ımsı)larımız hangi ürün popülerse sadece onu getirir ve diğer ürünlerden (varsa) bir iki tane elinde bulundurur. özellikle telefonla ilgili bir aparat/aksesuar alırken çok belli olur bu. çoğu kişide mecburen dönemin en popüler telefonunu alır(aypon) ve diğer modelleri beğense bile al(a)maz.
    ayrıca çok büyük ve baş döndürücü olmaları hasebiyle mecbur olmadıkça gitmemeye özen gösteriyorum(güya). Ama gene 2 haftada bir damlıyoruz oralara. çünkü en iyi ihtimal annenin kremleri bitiyor, ya aile dostu mu diyeyim tanıdık mı diyeyim deli gibi "hadi avemeye gelöğn" deyip gidiyoruz. içinde kaybolmak işten bile değil. zaten her kata binanın krokisini koymuşlar, e biliyor adamlar karmaşık tasarım yaptığını...
    ben su ana kadar gördüklerim arasında (istanbul için) marmara park, carousel, toruim ve cevahir' i beğendim. onun dışı cidden vasat.
    2 ...
  14. 13.
  15. tüketmek üzerine yaşayan insan mezarlığı.
    2 ...
  16. 17.
  17. bazılarının ibadet merkezi anlaşılan. her yere dikiyorlar.
    2 ...
  18. 2.
  19. AlışVeriş Merkezi demektir. insanlara bir kerede hem alışveriş, hem sosyal aktivite, hem yeme içme; genel olarak barınma hizmeti veren alanlardır. Son yıllarda mantar gibi dört bir yanda bitiyor olması, insanların evlerinden dışarı çıkması için bahane midir, yoksa normalde sokakta dolaşacak insanları hapseden bir yapı mıdır tartışılabilir tabii. insanın bu yapılarda sosyalleşmekten ziyade kalıplaşıp, belli bir yere hapsolduğunu düşünmek de korkutucudur.
    Her şeye rağmen, atmosferi farklıdır, belirli süre teneffüs edilmezse özlenir.*
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük