esasında modern “kapalı çarşı” formatından başka bir şey değillerdir ve her medeniyet kendi pazarını kurar tabii olarak. avm’ler de kapitalin ilah kapitalizmin geçer akçe olduğu bir devreye tesadüf etti yahut başka bir tablrle bu devrenin ruhu kendi biçimini işte böyle bir şekle soktu. hiç hoş değillerdir.
eski bir avm personeli olarak gözlemimce ilk aklıma gelenler.
çocuğunu mağazaya salan ve hunharca alışveriş yapan bir anne.
eşinin uzun süren alışverişinden sıkılan al da çıkalım tipli bir baba.
tik tok kılıklı hip hop tarzı giyimli ergen kız grupları.
istediği alınmadığı için ağlayan şımarık velet.
yemek katında terasta flörtleşen çift.
mutsuz , ilgi isteyen kendini alışverişe vuran kadın.
her gün mağazaya gelen her ürüne dokunan deneyen ve hiç bir şey almadan çıkan teyze.
kafile halinde gelen gezi grupları.
mağaza çalışanları kölesiymiş gibi davranan hadsiz.
anne teyze kayınvalide eş ile gelen çeyizci grup.
önüne gelene bakan yanındaki kadına istersen hepsini alayım diyen erkek.
suriyeliler, araplar.
sinir bozucu kendini polis sanan ama bir halta yaramayan kendini bile koruyamayan güvenlikler.
müdürlerinin yaptığı mobing ile mutsuz olup yine de müşteriye gülmeye devam eden bir hafta sonu tatili bile çok görülen çalışanlar.
daha saymakla bitmeyecek tipte insanlar.
avmlerden nefret ederim.
merkezi ısıtma soğutmayla ilgili sanırım kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
en fazla 20 dk.
kalabalık dükkanlar uzun koridorlar ses kirliliği ışıklar renkli şeyler boğuluyorum.
soğuk ve yağmurlu havalarda gitmenin güzel olduğu yerler. avm'de sıcacık sıcacık oturursun. belki ev bile daha soğuktur yani. yazın da serin serin olur.