avm girişlerinde beklerken kah mini etekli kızların bacaklarını kesen kah coplarıyla birbirlerini dürten iri kıyım insanların ne boka yaradığıdır.
sevgili güvenlik görevlisi; anahtarlığımdaki 3cm lik, kesmeyen bir bıçak için beni içeri almamayı biliyorsun da ''lan içeride 30 cm lik kasap bıçağı satılıyor istesem onu alamaz mıyım'' diye sorunca niye ebleh ebleh yüzüme bakıyorsun. tek işlevleri bunların ''bakın ne kadar güvenliyiz'' imajı vermek yada x-ray cihazlarında radyasyona maruz kalmamızdan zevk alıyor ibneler.
üniformalı öğrencileri avm'ye sokmamak. bundan bilmem kaç sene önce -lise son sınıfım- okulu asıp gazetemi almıştım. güzel bi iddaa kuponu yapmayı planlıyordum. her şey yolunda giderken tam içeri giriyorum hoooop dedi biri. mecnun gibiymişsem demek ki. neyse işte hayırdır ne oldu dedim. "üniformalı öğrenci alamıyoruz." dedi. ben dumur oldu tabi aha ne alaka lan üniformalıysam ne olmuş amk. bir şeyler ızrvaladı. halbuki üstümde de gömlek pantalon ve çanta vardı. yani okuldan değil de kuzenimden geliyo da olsam bu konseptle içeri alınmayacaktım. ulan belki de o gün yapacağım iddaa tutacaktı. belki o sayede bir daha oynayaıp yine tutacaktı. böyle uzar gider. ulan dertlendim yine neyse.