sabahın erken saatlerinde o kapıdan girdiniz mi ancak akşam saatlerinde çıkarsınız çünkü tüm avmler zamanın geçişi anlaşılmasın mantığıyla penceresizdir ayrıca kış günlerinde sıcak yaz günlerinde ferah olmasıyla her mevsim kullanışlıdır, sadece gezmek için girersiniz elleriniz dolu çıkarsınız neden çünkü koca koca yazılarla ''indirim'' gözünüze sokulmaktadır a bir de hiç ödeme gününün gelmeyeceğini düşündüğünüz kredi kartınız var tabii.
özetle bir avm günü;
öncelikle avm ye giderken çok daha dikkatli giyinilir neden çünkü içerisinde pahalı mağzaları hepsi birbirinden kokoş kızları varken
hiç bir kız onlara baka kalsın istemez kız giyinir bir güzel makyajını yapar ojelerini sürer bazen sırf gitmek için de gidilir illa bir şey almak zorunda değildir, kapıdan içeri girilir o sarı ışığın altındaki büyük markalar size göz kırpar bir gireyim ya almak zorunda değilim nede olsa der içeri girersiniz ama kadın kısmı beğendimi bir şey dener bir şey denerse beğenir beğenirse alır
-etek olacak mı ?
iç ses-ya çok nakitim yok ama manken gibi oldum vallahi, hem berk in de çok hoşuna gider boşver kızım kaç kere geliyor sun şu dünya ya al gitsin kredi kartında var zaten
- evet alıyorum.
derken mağaza kısmı geçilir bir de karşısınıza ne çıksın burger king! ah acıkmıştım zaten bir şeyler yiyeyim.
yemek kısmıda geçmişken avmlerin olmazsa olması sturbucks ı görürsünüz ve kayıtsız kalamazsınız elinizde bir sturbucks kahvesiyle gezseniz fena mı olur tadı çok mühim değil zaten.
evet efendim avm kültürü biz, samimiyetimizi, yeme içme kültürümüzü hatta masumiyetimizden tutun giyim tarzımı dahi değiştirecek ve bizi tamamen yabancılaştıracak tehlikeli bir güçler birliği ve ticari, ekonomi, sosyal sömürüdür, şımarıklıktır.
yarı emperyalist yarı kapitalist sonuç itibariyle insanı tüketen bir kültür. türkiye ye yerleşmemesi gereken bir kültürdü amma velakin amerikan uşağı yöneticiler yerleştirdiler. hatta gezi parkı nı yıkıp da topçu kışlası yapalım olmadı bir de avm yapalım dediler.
avm kültürü bütün vatandaşlarımızı tüketmeye sevk ettiği için bütün vatandaşlarımızı tüketmiştir. kredi kartı borçları gırtlağa kadar dayanmış, vatandaşlarımız bu borçların sıkıntısından ya daha da borca girmiş ya da intihara dahi meyil etmiştir.
yapılması gereken: avmleri daha idareli kullanmak ve hatta mümkünse hiç kullanmamak. avm yi tek sosyalleşme aracı olarak görmek çok yanlıştır. alışveriş yaparken de avm değil mahalle esnafı tercih edilmelidir. avmler bazı nedenlerle emperyalist amaçlara hizmet etmektedir ve bir ülkeyi ele geçirmenin en iyi yöntemi de o ülkeyi emperyalist amaçlara para akıtır vaziyete sokmaktır. bu çok tehlikelidir ve bizim ülkemiz de bu tuzağa düştü.
avmlerden mümkün olduğu kadar uzak durulmalı. para harcamak ve lüks görünmek yerine kendimiz üretmeli, üretici bir toplum olmalıyız. üretmeyen bir toplumun ekonomik ve dolayısıyla siyasi anlamda bağımsızlığı söz konusu değildir.
Rant ve sömürü amacıyla kurulan alışveriş merkezlerinin, toplumun kültürünü emerek oluşturduğu sapkın ve tüketime, harcamaya, israfa dayalı yeni kültür biçimi. Yürüyen merdivenleri aynı yöne gidecek şekilde kurmayıp, insanları dükkanların etrafında döndürürler, çünkü oradaki bir dükkan bilmem kaç milyon liradır. Avmlerde bireyin lehine hiçbir şey yoktur, her şey tamamıyle bireyin cebini boşaltabilmek amacıyla kurulmuştur. Toplumu öylesine esir almaya başlamışlardır ki, ailelerin hafta sonları gezi diye çıktıkları yerler, ceplerini boşaltmak amacıyla kurulmuş bu alışveriş merkezleri olmaya başlamıştır.
ülkemizde gelişmekte olan yeni bir kültür dalı. avmler ile büyüyecek çocuklarımızın, gelecekte tüketim-bitirim bilincinin parlayan yıldızları olacakları su götürmez gerçektir.