av işiyle uğraşan, hayvan avlamak için ormanlara, kırlara, dağlara çıkan, avlayan, elinden avladığı hayvan, yanından av köpeği, sırtından tüfek eksik olmayan kişi.
erden kıral yönetiminde, başrollerini fikret kuşkan, ahmet uğurlu ve jale arıkan'ın paylaştıkları 1998 yapımı film. aynı olayın iki farklı ağızadan anlatıldığı film, oyunculuk açısından oldukça başarılıdır.
Bir diğer ismi de Orion olan takımyıldız. Kasım - Mayıs ayları arasında gözlemlenebilir.Orion bulutsusu çıplak gözle çok rahat görülebilir. en parlak yıldızları Rigel,Betelgeuse,Bellatrix,Alnilam,Alnitak,Saif ve Mintaka'dır.
sonucunda ya hiç ya da 250 gr ve üzeri etle eve dönülen ya direk mutfağa ya da indirek yatak odasına geçilen yer olarak kır,orman,disko,kafe gibi alanların kullanıldığı eylemi yapan er yada hatun kişidir.
avcılar klübü müdavimi, iki lafından biri tüfek, saçma, fişek, tavşan, kuş olan, kendilerini doğayı koruyan insanlar olarak gören ama küçücük sığırcık kuşlarını, ayıları vuran *, kamuflajlı giyinip uçana kaçana ateş eden insan türüdür. nasıl bir zevktir yarabbim, ağzı dili olmayan hayvana acı çekitirip arkasından mutlulukla eve dönmek hala anlamış değilim.
"Üçkağıtçılık, kalleşlik, tuzağa düşürmek, pusu kurmak, çok sayıda kişinin bir kişiye ya da güçlünün zayıfa saldırısı, yavruların ailelerinden ve ailelerin yavrularından koparılması; bütün bunlar kurbanların niteliğinden bağımsız olarak kendiliğinden kötü eylemlerdir. Bununla birlikte, anlaşılmaz bir çelişkiyle, bütün bu kötü ve canice işler utanç duyulmadan, açıkça, savunmasız olan canlılara karşı yapılmaktadır, üstelik aynı şeyin insanlara karşı yapılmasına onay vermeyecek aynı insanlar tarafından.
"Kalbim, bu sessiz sonbaharda
Bugünkü atlaslara inanma sakın
Düz bir tepsidir dünya
Yolun sonuna ulaştın artık
Güzel bir durum kıyısındasın.
Bir kırmızı fenersin bir hayli dokunaklı
Uzayan kar tipisi altında
Kalbim, dağların kaybolmuş senin
Kurtlar falan inmiştir bembeyaz ovalara
Bir ağlayışı sustuğun belli
Şarkılarını söylerken
Kalbim, göller bölgesindesin
Ne olur gölgeli yollardan yürü
Başında bir şapka güneşten sakın
Gözlerinden okuyorum acını
Bir aile yangınında testilerin kırılmış
Kavrulmuş gitmiş sanki çocukların
Kalbim benden hatırlısın bilgeler arasında
Avcısın, çünkü bir orman içindesin
Sulardan içiyorsun, meyvelerden yiyorsun
Tırmanmak istiyorsun bir tepe daha
Güleçsin nedense bir çocuk gibi
Köpeğine gençliğini anlatıyorsun
Güneş bir portakal çığlığıyla battı
Tutukluk yapıyor kırma tüfeğin
Derme çatma kulübenden uzaksın
Kalbim bir telgraf çek kendi kendine
Seni bekliyor son yolculuğun
Tenha bir istasyonda
ilk karakola teslim ol ya da
Köpeği bir dostuna emanet bırak
Ormanda bir köşeye göm fişeklerini
Anıları bir müzeye gönder istersen
Bunca yıl yaşadın yakalanmadın
Güzel suçlar işledin bir tarih oldun artık
Eğer bana sorulacak olursa.
Her hüznü her sevgiyi ayakta alkışladın
Gül kökünden bir pipo
Bir yasemin ağızlık
Yadigar kalsın bezirganbaşı
Tüm avcılara yadigar kalsın."