sükutlu bi isyan halidir. kaybedilenlerin ardından için için haykırmaktır. içinde kopan fırtınaları sadece kendin duyarsın attığın ve duyulmayan her çığlık seni dakika dakika bitirir.
hayatımda duyduğum edebiyat parçaladığını düşünen ama bir halta yaramayan en itici cümlelerden biri.
bu zıtlıklar falan bir araya gelince çok duygusal bir sentez oluşuyor herhalde. yani ya da ben bu işten hiç anlamıyorum.
ne bu yani avaz avaz susmak? bir kere anlatım bozukluğu var kafadan bitmişin sen daha ne edebiyatta kendine yer arıyorsun?
var efendim böyle sırf bu tarzda cümle kurabilmek için kasan abilerimiz ablalarımız. bayağı önemsiyorlar bir de.
bu cümleler o kadar çok ki hem de! insanın kaçası geliyor duyduğu yerden.
yok neymiş avaz avaz susmakmış, çığlık çığlığa susmakmış, ölüm sessizliğinde bağırmakmış falan ya cidden bayıyor söylemeden geçemedim bırakın bu romantik halleri. yani keko bir durum çıkıyor ortaya. herkes emre aydın gibi oluyor. kağıt evler içinde ateş yakmak gibi sana gelmek falan. ruhumu daraltıyor.
konuşmanın daha yıkıcı olacağı durumlarda yapılan şeydir. susarsınız ama kendi iç dünyanızda konuşursunuz, söylediklerinizi karşı taraf asla duymaz. gününü beklersiniz. bu suskunlukların bitip onun yüzüne karşı avaz avaz bağıracağınız o müthiş günü...
yeni bir akım. zarfları, anlam olarak zıt durumları belirten fiillerle tamamlayınca acayip vurucu cümleler kurduğunu düşünen kimseler tarafından kullanımı çok yaygın bu aralar.